🥋 Atatürkün Spora Verdiği Önem Ile Ilgili Şiir

Atatürkün Spora Verdiği Önem İle İlgili Sözler Türk sosyal bünyesinde spor hareketlerini düzenlemekle görevli olanlar , Türkçocuklarının spor hayatını yüceltmeyi düşünürken sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak azmiyle spor çizmezler. Esas olan bütün yaştaki Türkler için Beden Eğitimi sağlamaktır. Herkesingüvendiği, saygı duyduğu, fikirlerine başvurduğu, güzel ahlakı ve yaşantısı ile insanlara güzel örnek olan peygamberimiz Hz. Muhammede çok güvenilen kişi anlamında el-Emin lakabı verilmişti. Bu ilkeler çerçevesinde Hz. Peygamber (asm)'in eğitim-öğretimle ilgili faaliyetlerine temas etmek yerinde olacaktır. Atatürkün Spora Verdiği Önem Özet. Konuyu başlatan Aysell; Başlangıç tarihi 24 Kas 2009; Aysell. onun Çanakkale Savaşı ile ilgili bir anısında da görmemiz mümkündür. topraklarına ayak bastığı 19 Mayıs 1919 gününü de TBMM'nin 20 Haziran 1938 tarihinde 3466 sayılı kararı ile "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak BE. Cumhuriyet Döneminde spora ve sporcuya verilen önem üzerinde durulur. Atatürk’ün spora ve sporcuya verdiği önemin ülkemize olan katkıları üzerinde durulur. Etkinliklerde tarihsel ve kültürel mirasa duyarlılık değerleri üzerinde durulur. Diyarbakırda; Nevruz günü halk, eğlence ve mesire yerlerine giderek Nevruz’u kutlarlar. Kars ve çevresinde; bu tarihte kapı dinleme, baca baca adetleri görülür. Evde bulundurulan çeşitli meyvelerden baca baca gezenlere verilir. Tunceli ve çevresinde; bu gün erkekler alınlarına kara sürerek su kaynaklarına giderler. Atatürkün spora verdiği önem nedir? Atatürk, spora önem veren bir devlet lideriydi. Atatürk, dünyada beden eğitimini ülkesinde mecburi kılan ilk devlet adamıdır. Atatürk'ün AtatürkünSpor ve Sporcuya Verdiği Önem; Permütasyon; Atatürkün Hayatını Anlatan Şiirler; Atatürk Zamanında Ölçü Birimlerinde Yapılan Değişiklikler; Matematik; Atatürkün Egemenlik İle İlgili Sözleri; Ara. Bu Site VitalCloud tarafından barındırılmaktadır. iaAYzM. Sayfa içeriği Atatürk’ün Sporla İlgili Sözleri, Atatürk’ün Spor İle İlgili Sözleri, Atatürk’ün Sporla İlgili Sözleri Ve Açıklamaları, Atatürk’ün Spor Ve Sporcuyla İlgili Sözleri, Atatürk’ün Spor İle Söylediği Sözler, Atatürk’ün Spor Ve Sporcular Hakkındaki Görüşleri Bu sayfamızda Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Sporla İlgili Sözlerini oluşturan bir yazı hazırladık. Atatürk’ün sporla ilgili sözlerini facebook, Twitter, Tumblr, instagram gibi sosyal medyalarda paylaşabilirsiniz. Atatürk’ün Sporla İlgili Sözleri Spor bir insanın her durumda farklı olmasını sağlar. Ben sporcunun zeki çevik ve ahlaklısını severim. Türk çocuklarına sporun bugünkü tekniğini öğretmek ve bunlardan bir kısmını bazı törenlerde ve bayramlarda dekor olarak koymak gerekir. Dünya spor hayatı ve spor dünyası çok mühimdir. Bütün millet ve memleket evlatlarını sportmen yapabilmek için sarf edilen çalışmanın ehemmiyet ve kutsiyeti aynı derecede kıymetli ve mühimdir. Sporsuz bir millet gerilemeye mahkûmdur. Her boy ölçüşmede arkalarında Türk Milletinin bulunduğu ve millet şerefini düşünmelerini Türk sporcularına meslek düsturu olarak kaydediyorum. Spora eğitimli bir devlet asla yorulmaz. Cumhuriyet, fikren, ilmen ve bedenen kuvvetli ve yüksek seviyeli muhafızlar ister. Benim en çok sevdiğim spor, serbest güreştir. Her ulus çocuklarının sıhhatli ve gürbüz olmaları için yaşadıkları bölgenin sıhhi şartlarını temin etmek, devlet halinde bulunan siyasi teşekküllerin en birinci ödevidir… Bir milletin sporda gösterdiği azim onun geleceğini yükseltir. Ben Türk gençliğinin spor yaparak güçlü olmasını isterim. Dünya spor hayatı ve spor dünyası çok mühimdir. Bu kadar mühim olan spor hayatı, bizim için daha mühimdir. Çünkü ırk meselesidir, ırkın ıslahı ve küşayişi meselesidir ve hatta biraz da medeniyet meselesidir. Her insan spor yapmalı erken yaşta yoksa sonu ya toprak ya yatak olur. Spor bir milletin gençlerinin o ülkeyi ayakta tutmasını sağlar. Spordan yoksun olan bir gençlik nasıl ki vatan müdafaası sırasında etkili olamıyorsa, insan denen varlığın kafa yapısı da ne derece tekâmül ederse etsin, bedeni inkişafı noksan ve yetersiz olursa, o kafayı ileriye götüremez, taşıyamaz. Türk gençliği, sağlıklı yetişip spor yaparsa ulusumuzun geleceği güvence altındadır. Türk milleti anadan doğma sportmendir. Henüz yürümeye başlayan köy çocuklarını bile harman yerlerinde güreşirlerken görürsünüz. Ata en çok ve en iyi binen yalnız Türk erkekler değildir; Türk kadını da bu işi bilir. Sporda başarılı olmak için bütün milletçe sporun niteliği ve değeri anlaşılmış olmak ve ona kalpten sevgiyle bağlanmak ve onu vatani görev saymak gerekir. Bir toplum yalnız spor ile rengini ve kuvvetini değiştiremez. Orada hâkim olan sıhhî, sosyal, medenî birçok gerek ve şartların teminine yönelen teşebbüs ve tedbirlerin uygulanması lâzımdır. Her çeşit spor faaliyetini Türk gençliğinin milli terbiyesinin ana unsurlarından saymak lâzımdır. Bu işte hükümetin şimdiye kadar olduğundan daha çok ciddi ve dikkatli davranması, Türk gençliğinin spor bakımından da milli heyecan içinde, itina ile yetiştirilmesi önemli tutulmalıdır. Türk çocuklarına sporun bu günkü tekniğini öğretmek ve bunların bir kısmını bazı törenlerde ve bayramlarda dekor ortaya koymak gerekir. Buna lüzum var mı, yok mu? Gibi soruya söyle cevap verilebilir. Esasen yoktur; fakat hakikati ufak bir örnekle ispat edebilmek için gereklidir. Muvaffak olmak için her türlü yardımdan ziyade bütün milletçe sporun mahiyeti, kıymeti anlaşılmak ve ona kalpten sevgi göstermek, onu vatanî vazife sayma lâzımdır. Zafer, zafer benimdir diyebilenin; başarı, başaracağım diye başlayanın ve başardım diyebilenindir. Yorgunluk her insan, her mahlûk için tabii bir haldir. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür. Türk Çocuğu! Her işte olduğu gibi, havacılıkta da, en yüksek düzeyde, gökte, seni bekleyen yerini, az zamanda dolduracaksın. Bundan, gerçek dostlarımız sevinecek, Türk Ulusu mutlu olacaktır. Yurt savunması bakımından bu derece ehemmiyetli olan izcilik, ferdi ve milli eğitim bakımından da o nispette önemlidir. Denizciliği Türk’ün büyük milli ülküsü olarak düşünmeli ve onu en kısa zamanda başarmalıyız. Benim en çok sevdiğim spor, serbest güreştir. Hangi Türk askerini, köylüsünü isterseniz soyup meydana çıkarınız. Dik omuzları, iyi, kusursuz teşekkül etmiş adaleleri, keskin yüz çizgileri, yanık tatlı renkleri, kafa yapıları, insanın ruhuna itimat ve neşe veren bir eser olarak canlanır. Müspet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kuvvetli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık delilidir. Sağlık ve sosyal yardım hususlarında takip ettiğimiz gaye şudur Milletimizin sıhhatinin korunması ve takviyesi, ölümün azaltılması, nüfusun arttırılması, bulaşıcı ve salgın hastalıkların etkisiz hale getirilmesi, bu suretle millet fertlerinin dinç ve çalışmaya kabiliyetli bir halde sıhhatli vücutlar olarak yetiştirilmesi… Türk sosyal bünyesinde spor hareketlerini düzenlemekle görevli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yükseltmeyi düşünürken, sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak emeliyle bir spor çizmezler. Spor, ahlaktır. Atatürk’ün spor ile ilgili sözleri Dünyada yenilmez kimse, yenilmeyen takım, yenilmeyen ordu, yenilmeyen kumandan yoktur. Yenilgilerden sonra üzülmek de tabiidir. Ancak bu üzüntü insanın maneviyatını yok edecek, onu çökertecek seviyeye varmamalıdır. Yenilen, toparlanarak kendini yeneni yenmek için olanca gücü ile azimle daha çok çalışmalıdır. Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar; Türk gençliği, gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Bu dediğini, en az, yaptıkların kadar beğendim. Onun için senin bu değerli sözünü Türk sporcularına bir meslek prensibi olarak kaydediyorum. Bununla senden ve sözlerinden ne kadar çok memnun olduğumu anlarsın. Ben her güreşte arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürüm. Bir insan hayatında büyük bir muvaffakiyet kazanabilir. Fakat yalnız onunla övünerek kalmak isterse, o muvaffakiyet de unutulmaya mahkûmdur. Onun için çalışmak ve daima muvaffakiyet aramak, herkes için esas olmalıdır. Spor Hayata tutunmanın Bir dalıdır. Açık ve kat’ i söyleyeyim ki, sporda muvaffak olmak için her türlü muavenetten ziyade, bütün milletçe sporun mahiyeti ve kıymeti anlaşılmış olmak ve ona kalpten muhabbet ve onu vatani vazife telâkki eylemek lâzımdır. En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri denizci millet yetiştirme kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifade etmeyi bilmeliyiz. Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılamaz. İdrak ve zekâ, ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim. Atatürk'ün Spor ve Sporcuya verdiği önem nedir? Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, çağdaş bir toplum yaratmanın bütün unsurlarını tespit etmiş ve gerekli çözüm yollarını da beraberinde Türk Milleti'nin ve insanlığın hizmetine sunmuştur. Atatürk'ün her konuda olduğu gibi, spor konusundaki görüşleri de çağdaş, günümüz şartlarıyla bağdaşan, kalıcı ve geçerli görüşlerdir. Atatürk, emanetinin yücelmesi ve gelişmiş batılı ülkeler düzeyine ulaşabilmesi için genç kuşağın bedenen, ruhen, zihnen, fikren, ahlâken ve ilmen iyi yetiştirilmesi gerektiğine inanmıştır. Bu nedenle Atatürk, gençliğin "beden eğitimi ve spor" faaliyetlerine spor ve sporcuya büyük önem vermiştir. Bu önem Atatürk'ün sporcu kişiliğinden de kaynaklanmaktadır. Sporu her yönü ile teşvik eden Ulu Önder Atatürk, spor sayesinde zindelik ve güç kazanılacağını söylüyordu. Sağlık açısından vazgeçilmez bir unsur olan sporu kendisi de yapmaktaydı. En çok sevdiği spor ise güreşti. Güreşi her yönü ile teşvik ettiği gibi sık sık güreş müsabakalarını da izlemekteydi. Başarılı olan Milli güreşçileri tebrik edip ödüllendirdiği gibi, onların galibiyeti ile heyecanlanır, büyük sevinç duyardı. Özel bir sevgi duyduğu ağır sıklet dünya şampiyonumuz Çoban Mehmet'le bir müsabaka sonrası Florya'daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde şakalaşmış ve ona şöyle demişti - Sen herkesi kolayca yeniyorsun Mehmet, seninle güreş tutsak, beni de yenebilir misin?- Çoban Mehmet'in cevabı ise; "Sizi bütün dünya yenemedi Paşam, ben nasıl yenebilirim?..." şeklindeydi. Büyük Atatürk, Çoban Mehmet'in bu cevabı karşısında duygulanmış ve kendisini alnından öpmüştü. Atatürk'ün bilfiil yaptığı üç spor vardı. Askerlik hayatında başladığı ve ömrünün son yıllarına kadar fırsat buldukça sürdürdüğü binicilik, İstanbul'da geçirdiği yaz tatillerinde devamlı olarak uğraştığı yüzme ve zaman zaman da kürek sporları... Yaz aylarında, Florya Köşkü'nde istirahatta bulunduğu günlerde sandala binerek kürek çekmeden çok hoşlandığı bilinen bir gerçektir. "Denize inmek medeniyetin şiarıdır" diyen Atatürk, İstanbul Fenerbahçe kıyılarının gençliğin deniz sporlarıyla uğraşacağı bir merkez haline getirilmesi yolunda ilgililere direktifler vermişti. Onun için sporu her yönü ile destekleyen, bazı spor dallarını ise bilfiil yapan Atatürk'ün spora verdiği değeri Türk Gençliğinin yetişmesi açısından rehber olarak görmek lazımdır. Atatürk, her alanda olduğu gibi sporda da bilim yolundan ayrılmamayı tavsiye ederken, sporun üzerinde ısrarla durmuş ve ona yeni bir benlik kazandırmıştır. "Müspet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar, beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kuvvetli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir" sözleriyle de bunu kanıtlamıştır. Atatürk dönemi spor politikası incelendiğinde, onun konuya bugünkü manâda baktığı, ancak o günün imkan ve şartları ile ülke yönetimi doğrultusunda olaya devletçi bir yaklaşım gösterdiği anlaşılmaktadır. Ulu önderin Türk sporundaki ilk imzasını izcilikte görmekteyiz. 1915 yılında, "Osmanlı Genç Dernekleri Genel Müfettişliği" ne atanmasından kısa süre sonra bir rapor hazırlayarak zamanın hükümetine sunar. Bu raporunda Miralay rütbesindeki Mustafa Kemal'in Genç Dernekleri Yönetmeni olarak, üzerinde durduğu ana noktalar şunlardı Yeni neslin fikri ve bedeni eğitimi için genç dernekleri ve izcilik ele alınmalıdır. Gençler 12 yaşından itibaren esaslar dahilinde yetiştirilmelidir. Beden eğitimi okullarda programlı olmalıdır. Spor kulüplerinde sağlığın korunması, spor fizyolojisi ele alınmalıdır. Spor kulüp başkanları siyasetin dışında kalmalıdır. Beden eğitimi ders saatleri arttırılmalıdır. Atatürk'ün Türk sporuna gerçek desteği ve katkısı sporun ülkede yaygınlaştırılması ve örgütlenmesi yolunda olmuştur. Türkiye'nin ilk spor teşkilatı olan "Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı" 1922'de İstanbul'da kurulmuştu. Cumhuriyet ilkelerine bağlı olarak kurulan bu ilk spor cemiyetinin ve federasyonlarının yöneticileri Atatürk'ün yarattığı ortamla seçimle belirlenmiş ve demokratik bir şekilde spor örgütlenmelerinin temelleri atılmıştı. Atatürk o günlerde, "Türk sosyal yapısında spor hareketlerini düzenlemekte görevli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yükseltmeyi düşünürken sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak amacıyla bir spor politikası oluşturamazlar. Esas olan, bütün, her yaştaki Türkler için beden terbiyesini sağlamaktır" diyerek, sporda hedefin halkın sağlığı ve toplum sporu olduğunu işaret ederek, günümüzde hâla erişilmek istenen ideal olan "Herkes İçin Spor" hedefini tespit etmiş ve görevlileri bu konuda uyarmıştır. 16 Ocak 1923 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında, "Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı TİCİ" kamu yararına dernek olarak kabul edilmiş ve böylece ilk kez devlet spora ve sporcuya destek ve yardım elini uzatmıştır. Nitekim, Yeni Türk Devleti'nin bütün kaynak ve imkansızlıklarına rağmen, 1924 Paris Olimpiyatları'na katılma kararı da takdire şayan bir uygulama idi ve kararın altında Atatürk'ün imzası vardı. 1924 yılında yayınlanan köy yasası ile köylerde güreş, cirit ve atıcılık gibi köy oyunlarını özendirici hükümlere yer verilmiştir. 1930 yılında çıkarılan Belediye Yasası, belediyelere "çocuk bahçeleri, spor alanları, yerel ihtiyaçlara uygun stadyumlar yapmak ve işletmek" gibi yükümlülükler getirmiştir. Bu gün hala uygulanmasına ihtiyaç duyulan bu yasanın, Atatürk'ün ölümünden sonra uygulanmamasının sonuçlarını bizler yaşadık; dileğimiz çocuklarımızın yaşamaması. Yine 1932 yılında Atatürk'ün talimatıyla kurulan halkevlerinin yapması gereken çalışmalar arasına spor da eklenmiştir. Türk sporu, Atatürk döneminde devletin kontrolü altına girmiştir. 1936'da Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı'nın yerine yarı resmi bir kuruluş olan "Türk Spor Kurumu" kurulmuş ve zamanın tek partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'ne bağlanmıştır. Milli mücadeleye başlamak, Misak-ı Milli'yi ilan etmek ve Kuvayı Milliye'yi kurmak amacıyla, Samsun'da Anadolu topraklarına ayak bastığı 19 Mayıs 1919 gününü de TBMM'nin 20 Haziran 1938 tarihinde 3466 sayılı kararı ile "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kabul edilmesini sağlayarak, Türk gençliğine verdiği önemi ortaya koymuştur. 23 Nisan Çocuk Bayramı gibi dünyada eşine rastlanmayacak kararlardan birini daha alan ve yasalaştıran Atatürk, Türk gençliğini spora yönlendirerek, enerjilerini vatansever bir duygu içinde, Türkiye'nin kalkınmasına yönlendirmeyi amaçlamıştır. Atatürk'ün direktifleriyle hazırlanan ve ülkemiz sporunu 48 yıl yönlendiren 3530 sayılı "Beden Terbiyesi Kanunu" 29 Haziran 1938 günü kabul edilmiştir. Atatürk'ün hastalığı yüzünden, TBMM'nin 1 Kasım 1938'deki açılışında Başbakan Celal Bayar tarafından okunan nutkunda spor için söylediği son sözleri şöyledir " Her çeşit spor faaliyetlerini, Türk gençliğinin milli terbiyesinin ana unsurlarından saymak lazımdır. Bu işte hükümetin şimdiye kadar olduğundan çok daha ciddi ve dikkatli davranması, Türk gençliğinin spor bakımından da milli heyecan içinde itina ile yetiştirilmesi önemli tutulmalıdır. Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine ulaştırılması için Yüksek Kurultayın kabul ettiği "Beden Terbiyesi Kanunu'nun tatbikine geçildiğini görmekle memnunum". Görüldüğü gibi, Atatürk'ün spor anlayışı, geçliğe yaklaşımı ve düşünceleri günümüzde güncelliğini hala bu kadar açık yol gösterici liderimize rağmen sporda istenilen noktaya henüz ulaşılabildiğimiz söylenemez. Buna rağmen sporun yaygınlaşmasında, eğitiminde, uluslar arası spor organizasyonlarında gerek milli takımlar düzeyinde gerekse kulüp takımları düzeyinde son yıllarda alınan başarılı sonuçlar ve spor tesislerindeki önemli artışlar sevindirici gelişmeler olarak kaydedilebilir. Bu gelişmeler, yeni nesillerin Atalarından alacakları ilhamla Türkiye'nin geleceğe daha emin adımlarla ilerleyeceğini ve her alanda olduğu gibi spor alanında da layık olduğu yere geleceğini göstermektedir. 1 GÜREŞ İtalyanları yenen Milli Güreş Takımımız, Florya’daki Cumhurbaşkanlığı Köşkünde büyük Atatürk tarafından davet ve kabul olunup, yemeğe alıkonulmuştu> Atatürk İtalyanlar karşısında, parlak bir sonuç almış olan güreşçilerimizi teker teker kutlamış, bu arada özel bir sevgi duyduğu, sevimli ağır sıklet şampiyonumuz Çoban Mehmet’e takılmaktan da kendini alamamıştı “-Sen, herkesi kolayca yeniyorsun Mehmet” demiş, sonra ilave etmişti “-Seninle güreş tutsak, beni de yenebilir misin?” Koca Çoban, çocuksu bir mahcubiyet içinde, başını öne eğerek “-Sizi bütün cihan yenemedi Paşam, ben nasıl yenebilirim?” demişti> Büyük Atatürk Çoban Mehmet’in bu cevabı karşısında pek duygulanmış ve aslan yapılı ağır sıklet şampiyonumuzu alnından öpmüştü> 2 FUTBOL Atatürk, yakın arkadaşı Kılıç Ali’nin evine, ani bir ziyaret için uğradığında, evde başka kimse bulunmadığı için, devrinin ünlü futbolcusu Gündüz Kılıç tarafından ağırlanmıştı> “>>Atatürk şerbetini yudumlarken “gel şöyle otur da seninle konuşalım biraz” dedi ve bana karşısındaki koltuğu gösterdi> Oturdum ama inanın, içimin yağları eridi> İşin asıl zor tarafının bundan sonra başlayacağını hissediyordum> Çünkü Atatürk’ün, özellikle gençlere, değişik zeka soruları sorarak, onları imtihan etmekten pek hoşlandığını biliyordum> Mahcup olmak korkusu bütün benliğimi sarmıştı > Fakat çok şükür sorduğu soru, korktuğum türden olmadı> O sıralarda Milli Futbol Takımımız, Halkevleri Takımı adı altında, Rusya da beş, altı maç yapmıştı > Maçların çoğunda fena sonuçlar alınmıştı > Yaşımın pek genç olmasına rağmen ben de kadroya alınmıştım> Ülkesinde olup biten her şeyle ilgilenen Atatürk’ün, Rusya yenilgileri de gözünden kaçmamıştı> İlk sorusu “neden yenildiniz?” oldu> Kem küm ederek bir şeyler söylemeye çalıştım> Atatürk, pek üstelemeden ikinci sorusunu sordu “Peki bu yenilgiler seni çok üzdü mü?” dedi> Son derece üzüldüğümü anlatmaya çalışırken bir el hareketiyle beni susturup kendi konuştu “- Dünyada yenilmeyen kimse, yenilmeyen ordu, yenilmeyen takım, yenilmeyen kumandan yoktur> Yenildikten sonra üzülmekte tabidir> Ancak bu üzüntü insanın maneviyatını yok edecek, onu çökertecek seviyeye varmamalıdır> Yenilen, hemen toparlanmalı, kendini yeneni yenmek için olanca gücüyle azmiyle daha çok çalışmalıdır” dedi> Sonra futbolun nasıl oynandığını anlatmamı istedi> Hemen kağıt kalem aldım> Oyun sahasını çizerek, o zaman ki değimiyle müdafileri, muavinleri ve muhacimleri yerlerine yerleştirip, onların görevlerini ve ana kaideler ile hedeflerini anlattım> Atatürk “-Yahu desene, bizim harp oyunları gibi bir şey sizin oyun da> Sizin işde, strateji bilgisi ve kurmay kafası ister” diye önemser önemser başını salladı> 3 ATATÜRK’ÜN EMRİYLE KURULAN SPOR KULÜBÜ Türk spor tarihinde Atatürk’ün emriyle “Muhafızgücü” adında bir de spor kulübü kurulmuştur> 18 Temmuz 1920 günü, Atatürk’ün emriyle kurulan Muhafız Takımı ve bu birliğin başına getirilen, Mülazım İsmail Hakkı Bey’in spora olan büyük merakı, Atatürk’ün de bu konudaki olumlu görüşleriyle birleşince, Muhafız Alayı adını alan birlik, 1 Haziran 1923 günü Muhafızgücü adını almıştır> Muhafızgücü, Atatürk zamanında, spor alanlarındaki büyük başarılarıyla dikkati çekmeye başlamış, futbol, atletizm, binicilik, bisiklet, polo gibi spor dallarında büyük başarılar göstermiş, pek çok şampiyonluklar kazanmıştır> Ayrıca bünyesinde birçok ünlü asker sporcu da yetiştirmiştir> Milli takımlarımıza kadar yükselen bu sporcular arasında, askerlik alanında da en yüksek rütbelere erişmiş bulunanlar mevcuttur> Atatürk döneminde Muhafızgücü takımlarının genç sporcuları arasında, bugünün nice emekli generalleri mevcuttur> 4 BİNİCİLİK Ata ve atçılığa özel bir merak ve sevgisi olan, aynı zamanda gayet iyi de at binen Atatürk, yurtta atçılığı ve yarışçılığı daima teşvik etmiş, yakınlarını adeta bu konuya ilgi göstermeye zorlamıştır> Türkiye’de atçılığı ve yarışçılığı teşvik amacıyla kurulan “Yarış Islah Encümeni” de Atatürk’ün büyük desteğini görmüştür> Bu encümenin vaki ricası üzerine, adına bir “Gazi Koşusu” ihdas olunmasına da severek izin vermiş 1926 ve böylece Türk yarışçılık dünyasının en önemli klasiği halini almış olan “Gazi Koşusu” 1927 yılından itibaren Türk yarışçılığına renk katmaya başlamıştır> Atatürk sözleri, her nesilden ve her kesimden insanlara öğüt verecek niteliktedir. Bilim, sanat, millet sevgisi, vatan sevgisi, öğretmenler ve çocuklarla ilgili sözleri, tüm insanlara ve tüm özel günlere hitap ediyor. 23 Nisan sözleri, 29 Ekim sözleri, 30 Ağustos Zafer Bayramı sözleri olarak da kullanılır. “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin.” “Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.” “Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevî mirasçılarım olurlar.” “Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.” “Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir.” “Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.” ? İlginizi Çekebilir Dostoyevski Kimdir? Hayatı ve Eserleri tıklayın “Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.“ “İki Mustafa Kemal vardır Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!” “Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ulus kişisinin kafasına koyacağız. Bilim ve fen için kayıt ve şart yokur.” “Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en hakiki mürşit bilimdir, fendir.” “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” “Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.” “Uygarlık yolunda başarı yenileşmeye bağlıdır. Sosyal hayatta, iktisadi hayatta, ilim ve fen sahasında başarılı olmak için yegane gelişme ve ilerleme yolu budur” “Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azami derecede istifade etmek zorunludur.” “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.” “Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ulus kişisinin kafasına koyacağız. Bilim ve fen için kayıt ve şart yokur.” ? İlginizi Çekebilir Ölümsüz Şair Nazım Hikmet Şiirleri ve Sözleri tıklayın Özlü Atatürk Sözleri En Unutulmaz Atatürk Sözleri Çocuklarla İlgili Sözleri Öğretmenlerle İlgili Sözleri Millet Sevgisi İle İlgili Sözleri Cumhuriyet ile İlgili Atatürk Sözleri Sporla İlgili Atatürk Sözleri Sanatla İlgili Atatürk SözleriAtatürk Çocukları ŞarkısıAtatürk Hakkında Sık Sorulan SorularAtatürk Kaç Tane Savaşa Girdi?Atatürk Kaç Yıl Yaşadı?Atatürk Ne Zaman Öldü?Atatürk Ne Zaman Doğdu?Atatürk Hangi Özelliklere Sahip? Atatürk’ün yaşadığı dönemlerde edindiği deneyimleri ile söylediği sözleri, günümüzde yaşayan ve vatan sevgisini yüreğinde taşıyan insanlar için ışık kaynağıdır. “Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.” “Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevî mirasçılarım olurlar.” “Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.” “Uygarlık yolunda başarı yenileşmeye bağlıdır. Sosyal hayatta, iktisadi hayatta, ilim ve fen sahasında başarılı olmak için yegane gelişme ve ilerleme yolu budur.” “Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azami derecede istifade etmek zorunludur.“ ? İlginizi Çekebilir Ölümsüz Şair Nazım Hikmet Şiirleri ve Sözleri tıklayın “Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.” “Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir.” “Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.” “Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.” En Unutulmaz Atatürk Sözleri Hayatı boyunca vatan uğruna mücadele eden ve bu uğurda cepheden cepheye koşan Atatürk, yaşadıkları ve tanık olduklarıyla oluşturduğu en unutulmaz Atatürk sözleri ile günümüz gençlerine umut kaynağı olmayı sürdürüyor. “Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevî mirasçılarım olurlar.” “Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.” “Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.” *Yurtta sulh, cihanda sulh. *Şuna inanmak gerekir ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir. ? İlginizi Çekebilir Eski Sevgiliye Söylenecek En Kapak Sözler tıklayın Çocuklarla İlgili Sözleri Çocukları çok seven Mustafa Kemal Atatürk, onlara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile de bunu en iyi şekilde ifade etmektedir. Çocukları sevme ve onlara değer verme konusunda çocuklarla ilgili Atatürk sözleri, verdiği değeri en iyi şekilde ifade etmektedir. “Çocuklar geleceğimizin güvencesi…” Geleceğimizi onlara emanet ediyoruz; “Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir. ” “Büyük başarılar, değerli anaların yetiştirdikleri seçkin çocukların yardımıyla meydana gelir.” Günümüz dünyasına örnek olması gereken bir söz; “Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.” “Çocuk sevgisi insan sevgisi için bir ihtiyaçtır.” “Gelecek için hazırlanan vatan evlatlarına, hiçbir güçlük karşısında yılmayarak tam bir sabır ve metanetle çalışmalarını ve öğrenim gören çocuklarımızın ana ve babalarına da yavrularının öğreniminin tamamlanması için hiçbir fedakarlıktan çekinmemelerini tavsiye ederim.” “Bir gün ulusu sizin gibi beni anlamış gençliğe bırakacağımdan çok memnun ve mesudum. “ “Çocuklarımızı artık düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimi düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde; yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışılmalıdır.” “Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize tahilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye’nin istiklaline, temeli benliğine, milli geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.” Belki de en meşhur cümlesi budur; “Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” “Gençler! Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız. “ ? İlginizi Çekebilir Aliya İzzetbegoviç Sözleri Öğretmenlerle İlgili Sözleri Eğitim ve öğretime çok fazla önem veren Mustafa Kemal Atatürk, hem eğitime hem de öğretmenlere verdiği değeri, Atatürk’ün öğretmenlerle ilgili sözleri ile ifade etmiş ve bugüne kadar gelmeyi başarmıştır. Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır. Öğretmenler!… Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir. Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bu günkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır. Öğretmenler! Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı suretle bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin pratik olması mühimdir. Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır… Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır. Memleket evlâdı, her öğrenim aşamasında ekonomik hayatta verimli, etkili ve başarılı olacak surette donatılmalıdır. Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır. En mesut olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce meçhul kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır. ? İlginizi Çekebilir Nietzsche Sözleri tıklayın Herkesin kendine göre bir zevki vardır. Kimi bahçe ile meşgul olmak, güzel çiçekler yetiştirmek ister. Bazı insanlar da adam yetiştirmekten hoşlanır. En önemli ve feyizli görevlerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretler olur. Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki orduya ihtiyaç vardır Biri vatanımızı kurtaran asker ordusu, diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan bilim, kültür ordusudur. Öğrenci ne yaşta ve sınıfta olursa olsun, onlara geleceğin büyükleri gözüyle bakacak ve öyle davranacaksın. Unutmayınız ki cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir. Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir. – Atatürk Sözleri Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın kültürün müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik uygulama mevkiine konduğu vakit Türk milleti yükselecektir. – Atatürk Sözleri Ordularımızın kazandığı zafer, sizin eğitim ordularınız için yol açtı. Gerçek zaferi siz, öğretmenler kazanacaksınız. Bunu başaracağınızdan kuşkum yoktur. Sarsılmaz bir inançla ben ve arkadaşlarım sizi gözeteceğiz. Sizin karşılaştığınız tüm engelleri kıracağız. – Atatürk Sözleri Bir topluluk ulus olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır. Onlardır ki, toplumu gerçek bir ulus haline getirirler. – Atatürk Sözleri İlginizi Çekebilir Franz Kafka Sözleri ve Kafka Kitap Alıntıları [Milena&8217;ya Mektuplar, Dava, Şato, Dönüşüm] Millet Sevgisi İle İlgili Sözleri Millet sevgisi, bir liderin kalbinde olması gereken temel sevgidir. Bu sevgi noktasında doyum noktasına ulaşan Atatürk, bugüne değin gelmeyi başaran ve sevgiyi en iyi şekilde ifade eden millet sevgisi ile ilgili Atatürk sözleri en iyi şekilde bunu göstermektedir. “Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür.” “Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki tekniğin gerektirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.” “Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir. Fikri harekete getirmek, birinci işimiz olmalıdır. Bir kere millet benliğine hakim olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta hatalı düşünse de, az zaman sonra bu hatayı düzeltebilir. Fikir bir kere faaliyete başladı mı, her şey yavaş yavaş düzene girer ve düzelir. Fikrin serbest hareketi ise, ancak bireyin düşündüğünü serbest olarak söylemek, yazmak ve verdiği karara göre her türlü girişimde bulunmak serbestisine sahip olmakla mümkündür.” “Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür.” “Türkiye halkı asırlardan beri hür ve bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı hayatın şartı kabul etmiş bir milletin kahraman evlatlarıdır. Bu millet istiklalsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.” “Millî hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Önemli olan, çetin olan o yollar üzerinde çalışmaktır. Denebilir ki hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır Çalışkan olmak. Toplumsal hastalıklarımızı incelersek temel olarak bundan başka, bundan önemli bir hastalık keşfedemeyiz; hastalık budur. O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı bir şekilde tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır” “Benim Türk milletine, Türk cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz.” “Millî hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Önemli olan, çetin olan o yollar üzerinde çalışmaktır. Denebilir ki hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır Çalışkan olmak. Toplumsal hastalıklarımızı incelersek temel olarak bundan başka, bundan önemli bir hastalık keşfedemeyiz; hastalık budur. O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı bir şekilde tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır” İlginizi Çekebilir Dostoyevski Sözleri ve Dostoyevski Kitaplarından Alıntı Sözler [Suç ve Ceza, Kumarbaz, Budala] “Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki tekniğin gerektirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.” “Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür.” “Ölmek isteyen bir milleti hiçbir kuvvet kurtaramaz. Türk milleti ölmek istemez; o, daima yaşayacaktır efendiler!” – Atatürk Sözleri Hayatı ve özgürlüğü için ölümü göze alan bir millet asla yenilmez. “Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız! Çocuklar geleceğindir. Çocuklar geleceği yapacak adamlardır. Fakat geleceği yapacak olan bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden az çok aydınlatılmalıdır ki, yetiştirecekleri çocukları bu millet ve memlekete hizmet edebilecek, yararlı ve faydalı olabilecek şekilde yetiştirsinler! Hiç olmazsa yetiştirmek lüzumuna inansınlar! Okullardan başka; gazeteler, küçük dergiler köylere kadar yayınlanıp dağıtılmalıdır. Bizim köylümüz ne gazete ne dergi okumaz. Bilenler bilmeyenleri toplayıp, okutmayı, onlara okumayı anlatmayı bir vazife bilmelidir.” Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder. Cumhuriyet ile İlgili Atatürk Sözleri Cumhuriyet, Atatürk için en büyük mesele idi ve hayatının tamamını buna adadı. Tarihe geçen Atatürk sözleri, arasında en çok değer biçilen ve her kuşaktan insanın ezbere bildiği sözler arasında yer alan cumhuriyet ile ilgili Atatürk sözleri, değerinin büyüklüğünü kanıtlar niteliktedir. “Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.” “Bizce Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır.” “Türk Cumhuriyeti’nin en esaslı prensiplerinden biri olan yurtta barış, dünyada barış gayesi, insaniyetin ve medeniyetin refah ve ilerlemesinde en esaslı etken olsa gerektir. Buna elimizden geldiği kadar hizmet etmiş ve etmekte bulunmuş olmak bizim için övünülecek bir harekettir.” “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” “Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.” İlginizi Çekebilir Oğuz Atay Sözleri Oğuz Atay Kitaplarından 65 Alıntı Sözler “Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum Batı senden, Türk’ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin!.. Bu belli. Fakat zekanı unut!.. Daima çalışkan ol!” “Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eser Türkiye Cumhuriyeti Devleti ona bırakacağım ve gözüm arkamda olmayacak.” “Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz. ” Cumhuriyet sizden “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller ister. Sporla İlgili Atatürk Sözleri Vatan sevgisine verdiği önem kadar sağlam vücuda da önem veren Atatürk, her fırsatta gençlere nasihatlerde bulundu. Spor ile ilgili Atatürk sözleri okuduğunuzda da bunu en iyi şekilde anlayacaksınız. Çünkü O’na göre “Sağlam vücut, sağlam kafada bulunur.” Sporda başarılı olmak için bütün milletçe sporun niteliği ve değeri anlaşılmış olmak ve ona kalpten sevgiyle bağlanmak ve onu vatani görev saymak gerekir Ben Türk gençliğinin spor yaparak güçlü olmasını isterim. Türk çocuklarına sporun bugünkü tekniğini öğretmek ve bunlardan bir kısmını bazı törenlerde ve bayramlarda dekor olarak koymak gerekir. Bütün millet ve memleket evlatlarını sportmen yapabilmek için sarfedilen çalışmanın ehemmiyet ve kudsiyeti aynı derecede kıymetli ve mühimdir. Spordan yoksun olan bir gençlik nasıl ki vatan müdafaası sırasında etkili olamıyorsa, insan denen varlığın kafa yapısı da ne derece tekamül ederse etsin, bedeni inkişafı noksan ve yetersiz olursa, o kafayı ileriye götüremez, taşıyamaz. Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlak da bu işe yardım eder. Zeka ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zeka kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim. Türk gençliği, sağlıklı yetişip spor yaparsa ulusumuzun geleceği güvence altındadır. Açık ve kat’i olarak söyleyeyim ki, sporda muvaffak olabilmek için her türlü yardımdan ziyade, bütün milletce sporun mahiyetinin ve değerinin anlaşılmış olması gerekmekte, onu kalpte muhabbet ve vatani bir vazife olarak telakki eylemek lazımdır. Her boy ölçüşmede arkalarında Türk Milletinin bulunduğu ve Millet şerefini düşünmelerini Türk sporcularına meslek düsturu olarak kaydediyorum. – Atatürk Sözleri Her çeşit spor faaliyetini Türk gençliğinin milli terbiyesinin ana unsurlarından saymak lâzımdır. Bu işte hükümetin şimdiye kadar olduğundan daha çok ciddi ve dikkatli davranması , Türk gençliğinin spor bakımından da milli heyecan içinde , itina ile yetiştirilmesi önemli tutulmalıdır. Türk milleti anadan doğma sporcudur. Henüz yürümeye başlayan köy çocuklarını bile harman yerinde güreşirken görürsünüz. Ata en çok , ve iyi binen yalnız Türk erkekleri değildir. Türk kadını da bu işi iyi bilir. – Atatürk Sözleri Cumhuriyet, fikren, ilmen ve bedenen kuvvetli ve yüksek seviyeli muhafızlar ister. Tatbik eden , icra eden, karar verenden daima konuşmaktan korkmayınız. – Atatürk Sözleri Türk sosyal bünyesinde spor hareketlerini düzenlemekle görevli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yüceltmeyi düşünürken sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak azmiyle spor çizmezler. Esas olan bütün yaştaki Türkler için Beden Eğitimi sağlamaktır. – Atatürk Sözleri Her ulus çocuklarının sıhhatli ve gürbüz olmaları için yaşadıkları bölgenin sıhhi şartlarını temin etmek, devlet halinde bulunan siyasi teşekküllerin en birinci ödevidir. – Atatürk Sözleri Yurt savunması bakımından bu derece ehemmiyetli olan izcilik, ferdi ve milli eğitim bakımından da o nisbette önemlidir. – Atatürk Sözleri İlginizi Çekebilir Aliya İzzetbegoviç Sözleri Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar; Türk gençliği, gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. – Atatürk Sözleri Yorgunluk her insan, her mahlûk için tabii bir haldir Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür. Dünya spor hayatı ve spor dünyası çok mühimdir Bu kadar mühim olan spor hayatı, bizim için daha mühimdir. – Atatürk Sözleri Sanatla İlgili Atatürk Sözleri Sanat, bir milletin değerini öne çıkartan bir akım ya da bir daldır. Bir milletin sanattan ve sanatçıdan yoksun olması, tam bir hayata sahip olmadığını gösterir diyen Atatürk, sözleri ile bunu en iyi şekilde ifade etmektedir. Sanat ile ilgili Atatürk sözleri de bunu en iyi şekilde ifade etmektedir. Bir ulus sanattan ve sanatçıdan yoksunsa, tam bir hayata sahip olamaz. – Atatürk Sözleri Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki tekniğin gerektirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. – Atatürk Sözleri Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz. Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür. – Atatürk Sözleri Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır. Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milleti’nin tarihi bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. – Atatürk Sözleri İlginizi Çekebilir Nietzsche Sözleri Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz… Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkar olamazsınız. – Atatürk Sözleri Bir milletin yenileşmesinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir. – Atatürk Sözleri Sanatçı toplumda uzun çabalardan sonra alnında ışığı hisseden ilk kişidir. – Atatürk Sözleri Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlından biri kopmuş demektir. – Atatürk Sözleri Bir millet sanat sanatçıdan yoksunsa tam bir hayata sahip olamaz. Atatürk Çocukları Şarkısı  Atatürk Hakkında Sık Sorulan Sorular Atatürk Kaç Tane Savaşa Girdi? Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, hayatı boyunca toplam 11 savaşa katılmıştır. Atatürk Kaç Yıl Yaşadı? Mustafa Kemal Atatürk, 57 yıl yaşamıştır. Atatürk Ne Zaman Öldü? Atatürk, birçok savaşa katıldıktan ve birçok başarılar elde ettikten sonra 10 Kasım 1938’de hayatını kaybetmiştir. Atatürk Ne Zaman Doğdu? Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik vilayetinde dünyaya gelmiştir. Atatürk Hangi Özelliklere Sahip? Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, fedakar, zeki ve lider ruhlu özelliklere sahiptir. Bu yazıyı puanlamak için tıklayın! Atatürk sporda da bilim yolundan ayrılmamayı tavsiye etmiş, sporun önemi üzerinde de durmuş ve ona yeni bir benlik kazandırmıştır. "Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar, beden terbiyesinde de kabiliyeti arttırmış ve yükselmiş olan erdemli, kuvvetli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir" sözleriyle de bunu kanıtlamıştır. "Türk sosyal bünyesinde spor hareketlerini düzenlemekle görevli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yükseltmeyi düşünürken, sadece gösteriş için, herhangi bir yarışmada, kazanmak emeliyle, bir spor çizmezler. Esas olan, bütün, her yaştaki Türkler için beden eğitimi sağlamaktadır." Ulu önderin Türk sporundaki ilk imzasını izcilikte görmekteyiz. 1915 yılında, "Osmanlı Genç Dernekleri Genel Müfettişliği"ne atanmasından kısa süre sonra bir rapor hazırlayarak zamanın hükümetine sunar. Bu raporunda okullardaki cimnastik saatlerinin arttırılmasını teklif etmektedir. "Açık ve kati söyleyeyim ki, sporda muvaffak olmak için her türlü muavenetten ziyade, bütün milletçe sporun mahiyeti ve kıymeti anlaşılmış olmak ve ona kalben muhabbet ve onu vatani vazife telakki eylemek lazımdır" diyen Ata'ya göre spor, her şeyden önce bir "vatan vazifesi"dir. Nitekim bunu, onun Çanakkale Savaşı ile ilgili bir anısında da görmemiz mümkündür. Şöyle ki Çanakkale Savaşı sırasında keşif görevine çıkan bir Türk askeri, yakaladığı İngiliz askerini gırtlağından tutup Mustafa Kemal Paşa'nın karşısına getirir. Paşa, İngiliz askerine, memleketinden kalkıp buralara niçin geldiğini sorduğunda "Spor için" cevabını alır. Mustafa Kemal "Bizim neferi nasıl buldun?" diye sorar. Esir asker, "Spor bilmiyor" diye cevaplar. Bunun üzerine Mustafa Kemal; "Bana spor nedir? diye sorarlarsa vereceğim cevap şudur Spor, vatan ve milletin yüksek menfaatlerine tecavüz edenleri gırtlağından yakalayıp memleket ve millet hadimlerinin huzuruna getirebilmek kabiyet-i maddiyesi ve maneviyesidir" demiştir. Türkiye'nin ilk spor teşkilatı olan "Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı" 1922'de İstanbul'da kurulmuştu. Cumhuriyet ilkelerine bağlı olarak kurulun bu ilk spor cemiyetlerinin yöneticileri seçimle belirlenmekte, bu yöneticiler de seçimle her federasyonun Atletizm, Futbol, Güreş yöneticilerini seçmekteydiler. İlk İdman Cemiyetleri'nin başkanlığına Ali Sami Yen, asbaşkanlıklara da Burhan Felek ve Ali Seyfi getirilmişti. Atatürk, Türk sporunun bu şekilde düzenlenmesine çok memnun olmuş, "Esas olan, bütün, her yaştakı Türkler için beden terbiyesini sağlamaktır" diyerek, sporda hedefin halkın sağlığı ve toplum sporu olduğuna işaret etmiştir. Daha sonra, bu ittifakın yasal bir kuruluş olan Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne dönüştürülmesi 1938 yılında yine Atatürk'ün direktifleriyle olmuştur. 18 Ağustos 1923 tarihli hükümet programında şu cümlelere rastlıyoruz; "Maarifin vazifelerinden birincisi; çocukların terbiye ve talimi, ikincisi; halkın terbiye ve talimi, üçüncüsü; milli güzidelerin yetiştirilmesi için lazım gelen vasıtaların izhar ve teminidir." Görülüyor ki, Atatürk, çocuklar ve gençler kadar, halkın da eğitilmesini ve spor yapmasını istemektedir. Bu konuyu da hükümet programına alacak kadar ciddi bulmaktadır. Türkler'de sporun geçmişi hayli eski olmasına rağmen, spora modern biçimde eğilinmesi, gereken önem ve değerin verilmesi ancak Cumhuriyet'in ilanından sonra mümkün olmuştur. Bunda Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk'ün çok önemli rolü vardır. Bunun en çarpıcı örneğine birkaç aylık Cumhuriyet Türkiyesi'nde rastlanır. Uzun süren savaşlardan yeni çıkmış, her tarafı yıkık ve Osmanlı döneminden çok ağır dış borç yüklenmiş olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti, o yokluklara rağmen bütçesinden spora çok önemli bir pay ayırmıştır. Cumhuriyet'in ilanından iki buçuk ay sonra Bakanlar Kurulu'nun, Atatürk başkanlığında yapılan toplantısında İdman Cemiyetleri İttifakı'nın emrine TL verilmiştir. Bu para ile sporcuların, Paris'te yapılacak Olimpiyat Oyunları'na en iyi biçimde hazırlanarak katılmaları sağlanmıştır. Bir altının 10 TL olduğu bir dönemde yapılan TL'lık bu yardım, Türkiye Cumhuriyeti devleti için gerçekten büyük bir fedakarlıktır. Nitekim 1924 yılı bütçesine, "Türk sporcularının pek yararlı ve gelecek için umut verici çalışmalarında yardım görecekleri" sözlerinin açık bir kanıtı olarak, spor için Atatürk'ün talimatıyla TL ödenek konulmuştur. Yine 1924 yılında yayınlanan Köy Yasası, köylerde "nişan alma, cirit, güreş" gibi köy oyunlarını özendirici hükümlere yer vermiştir. Atatürk, spor yapmaya da spora olan hayranlığı kadar önem vermiştir. İstanbul'a her gelişinde Florya'da denize girdiği, sık sık sandalla açılarak, bol bol kürek çektiği bilinmektedir. Türk sporcusunda yalnız beden kuvveti ve yetenek değil, aynı zamanda iyi ahlak ve zekanın da bulunmasını istemiş ve bu düşüncesini de; "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" sözleriyle dile getirerek, bir sporcunun nasıl bir insan olması gerektiğini anlatmıştır. "Ata en iyi binen yalnız Türk erkekleri değildir. Türk kadını da bu işi çok iyi bilir" diyen Atatürk'ün sevdiği sporlardan biri de ata binmektir. Savaşlarda sürekli ata binmiş, sonra da fırsat buldukça serbest bir spor olarak yapmıştır. Avrupa parkurlarında "Atatürk'ün Süvarileri" adıyla nam salan Cevat Kula, Saim Polatkan, Cevat Gürkan ve Eyüp Öncü adlı dört subay binicimizden oluşan Türk ekibinin uluslar arası başarıları da Ata'yı çok memnun etmiştir. Sporlar arasında güreşi de çok sevdiği bilinmektedir. Bu nedenle güreşle ilgili anıları çoktur. İtalyanları yenen Milli Güreş Takımımızı Florya'daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde yemeğe davet etmiş, tek tek kutlamış ve ağır sıklet şampiyonumuz Çoban Mehmet'e "Beni de yener misin" diye takılmıştır. "Türk milleti anadan doğma sporcudur. Henüz yürümeye başlayan köy çocuklarını bile harman yerinde güreşirken görürsünüz" sözü ile güreşi, Türkler'in milli sporu olarak nitelemiştir. "Genç Türk çocukları top oyunlarında herhangi bir milletin çocukları kadar talimli ve alışkın görünmeyebilir. Bundan müteessir olmaya lüzum ve mahal yoktur" demesine rağmen, o günlerde Rusya ile yapılan maçta yenilgi nedenleri konusunda Gündüz Kılıç'ı da sıkı bir sorguya çekmeyi ihmal etmemiştir. 1930 yılında çıkarılan Belediye Yasası, belediyeler "çocuk bahçeleri, spor alanları, yerel ihtiyaçlara uygun stadyumlar yapmak ve işletme" gibi yükümlülükler getirmiştir. 1932 yılında Atatürk'ün talimatıyla kurulmakta olan halkevlerinin yapması gereken çalışmalar arasına spor da eklenir. "Halkevleri Teşkilatının Umumi Esasları"ndan spor ve beden hareketleri, gençlik terbiyesinin ve milli terbiyenin vazgeçilemeyecek aslı ve mühim bir bölümüdür. Bu nedenle "Türk geçliğinde ve Türk halkında spor ve beden hareketlerine sevgi ve alaka uyandırmalı, bunlar bir kitle hareketi, milli bir faaliyet haline getirilmelidir" diyen büyün önder daha o yıllarda, sporu kitle hareketinin de ötesinde bir "milli hareket" olarak düşünmüştür. Böylece O'nun ne kadar ilerici olduğu sporda da gözler önüne serilmektedir. Atatürk yarım asır önce "İstikbal göklerdedir" diyerek havacılığın önemini vurgulamış ve spor dalı olarak da benimsenmesini arzulamıştır. 3 Mayıs 1935 günü kurulan "Türk Kuşu" ulu önderin Türk havacılığına en büyük armağanıdır. Milli mücadeleye başlamak, Misak-ı Milli'yi ilan etmek ve Kuvayı Milliye'yi kurmak amacıyla, Samsun'da Anadolu topraklarına ayak bastığı 19 Mayıs 1919 gününü de TBMM'nin 20 Haziran 1938 tarihinde 3466 sayılı kararı ile "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Atatürk'ün direktifleriyle hazırlanan ve bugün de Türk Spor Örgütü'nün temelini oluşturan 3530 sayılı "Beden Terbiyesi Kanunu" 29 Haziran 1938 günü kabul edilmiştir. Ata'nın hastalığı yüzünden, TBMM'nin 1 Kasım 1938'deki açılışında Başbakan Celal Bayar tarafından okunan nutkunda spor için söylediği son sözleri şöyledir "Her çeşit spor faaliyetlerini, Türk gençliğinin milli terbiyesinin ana unsurlarından saymak lazımdır. Bu işte hükümetin şimdiye kadar olduğundan çok daha ciddi ve dikkatli davranması, Türk gençliğinin spor bakımından da milli heyecan içinde itina ile yetiştirilmesi önemli tutulmalıdır." "Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine ulaştırılması için Yüksek Kurultay'ın kabul ettiği "Beden Terbiyesi Kanunu'nun takibine gecildiğini görmekle memnunum." Atatürk'ün ölümü üzerine dönemin en ünlü günlük spor gazetesi L"Auto Fransa'da yayınlanan makale aynen şöyledir ".....Dünyada ilk defa beden eğitimini zorunlu kılan devlet adamıydı. Söylev ve kağıt üzerinde kalmayan icraatlarıyla, stadyumlar ve spor tesisleri yaptırdı. Döneminde Türkiye'de spor gittikçe artan önem ve değer kazandı." Alıntı

atatürkün spora verdiği önem ile ilgili şiir