🦇 Kaza Ve Kaderle Ilgili Ayetler
Kazâ ile ilgili ayetler: 1-) Bakara suresi 184 ayet: Arapça: (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz, kaza ve kaderle ilgili birçok beyanlarda bulunmuştur.
1. Kader ve Kaza İnancı Kader:Allah'ın evrende olacak olan her şeyi belli bir ölçü, düzen ve uyum içerisinde önceden yazmasına (planlama ve programlama) kader denir. Kaza:Zamanı geldiğinde Allah tarafından önceden planlanan bu olayların gerçekleşmesine kaza denir.
Kitap Adı : Kitap ve Sünnet Perspektifinde Kader Özetleyen : İsmail Büyükçelebi Yazarı : M. Fethullah GÜLEN Dili : Türkçe Yayınevi : Nil Yayınları Sayfa Sayısı : 209 Özeti İndir İÇINDEKİLER 1. BÖLÜM- GİRİŞ 2. BÖLÜM- KAZA - KADER MÜNASEBETİ 3. BÖLÜM- KADER – İRADE ve HİDAYET İLİŞKİSİ 4. BÖLÜM- KADERLE ILGILI SORU VE CEVAPLAR
Yasin suresi, 37, 40. ayetler) "Onun varlığının delillerinden biri de denizde dağlar gibi yüzen gemilerdir." (Şûrâ suresi, 32. ayet) "Güneş ve Ay belirli bir hesaba göre hareket etmektedir." (Rahman suresi, 5. ayet) • Biyolojik yasalar: Canlıların yapısı, beslenmesi, korunması, gelişmesi ve üremesiyle ilgili yasalardır
Kur’an’da bu konuyla ilgili şöyle buyrulur: “Sizler ancak Rabb’inizin dilemesi (izin vermesi) sayesinde (bir şeyi) dileyebilirsiniz” (İnsan suresi, 30. ayet.) İnsan, akıllı ve irade sahibi olması nedeniyle yaptıklarından sorumludur. Ancak onun sorumluluğu, iradesi dâhilinde gerçekleşen durumlar için söz konusudur.
Kazave Kader ile İlgili Fetvalar Kaza ve kader meselesi Kaza ve kadere iman etmeyen kimsenin durumu Kaza ve kader meselesinin niçin gaybi bir mesele olduğu Kaz
Kazave kadere iman, İslam’ın inanç esaslarının en mühimlerinden biridir. İslam düşünürleri ve kelam âlimleri, kaza ve kader meselesinde çeşitli görüşlere sahip olmuşlar, bu konuda birçokları yanılmış ve temel inançtan sapmışlardır. Kaza ve kader meselesindeki ihtilaf, "kulların kendi fiillerini yaratma
EbC1kC. Kader ve kaza kelimesi aslında anlamları sıklıkla karıştırılmakta olan kelimeler arasında yer almaktadır. Kader ve kaza inancı İslamiyet’te oldukça önemli olan konular arasında bulunur. Kadere ve kazaya inanmak aynı zamanda da İslam’ın şartları arasında bulunmaktadırKader ve Kazanın Tanımı Nedir?Kader ve kazanın tanımı İslamiyet açısından büyük bir öneme sahiptir. Kader ve kaza kavramları da birbirleriyle oldukça ilişkili kavramlar olarak ifade edilebilir. Anlamları bakımından da birbirine yakın ifadeler oldukları kelimesi nizam, ölçü ve denge olarak ifade edilebilir. Aynı zamanda da kader, hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine inanmak olarak da tanımlanabilir. Kader, evrende gerçekleşecek olan tüm olayların ne zaman ve ne şekilde gerçekleşeceğinin Allah tarafından bilinmesi olarak da ifade edilmektedir. Kaza ise Allah'ın takdir ettiği olayların zamanı geldiğinde Allah'ın takdir ettiği şekilde ve biçimde gerçekleşmesi olarak ifade edilebilir. Kaderin gerçekleşmesi aynı zamanda da kaza olarak ifade edilebilir. Kaza ve kader kavramlarının doğru bir şekilde öğrenilmesi ve Kazaya Örnekler Nelerdir?Kader ve kazaya verilebilecek olan çeşitli örnekler bulunmaktadır. Ölüm süresi bir kader iken ölüm bir kazadır. Meleklerin, insanların ve cinlerin yaratılması kader iken işleri ise kazadır. Denizlerin ve içerisinde bulunan canlıların yaratılması kader iken bir denge içerisinde bulunmaları ise kazadır. Güneş, ay, yıldız ve tüm gezegenlerin yaratılması kader ancak belirli bir düzene ve dengeye sahip olmaları ise kaza olarak ifade edilebilir. Kaza ve kader İslam’ın şartları arasında yer alan önemli kavramlar arasında bulunmaktadır. Kadere bir kişinin yaşam süresi, bir kişinin evlenmesi ve kainatın yaratılması gibi örnekler verilebilir. Kaza ise hastalanmak, kavga etmek, güneşin ce gezegenlerin düzenli hareketleri olarak ifade edilebilir. Kader ve kazaya verilebilecek örnekler çeşitlendirilebilir.
İlaç Kullanmak ve Tedavi Olmak Kaderi Değiştirir mi? “Şifa ve fayda. Allah Tealanın kulu için takdir ettiği hususlardır. İlaçlara koyduğu faydalar, hikmetinin inceliklerinden olup bunu yalnız O bilir. İlaçlar da, diğer yaratılmışlar gibi O’nun eserleridir. Onları,iyileşme sebepleri kılan yalnız O’dur. Bunların yaratılışı ve tedavi edici özellikleri,tabiplerin işi sadece bunları hazırlayarak hasta ile Yaratıcı arasında vasıta olabilirler. İlacı yarattığı gibi, tabibi yaratan da O’dur. Tabip, sadece bir aracıdır. Allah Teala bunu beyan ederek şöyle buyurmuştur Ve Allah sizleri de, yaptığınız işleri de yarattı Saffat/96’ 1”.“Nitekim Musa ile ilgili olarak şu haber anlatılır Ey Rabbim, hastalık ve şifa kimdendir? Allah Teala Ben’dendir buyurdu. Musa Peki tabipler ne yapar diye sordu. Allah Teala da Geçimlerini sağlar ve Benim şifam veya ölüm takdirim gelinceye kadar kullarımın gönüllerini hoş tutarlar buyurdu 2 “Ebu Muhammed Sehl’e Kulun tevekkülü ne zaman sahih olur? diye sorulduğuında şu karşılığı verdi Rabbinin tedbirinin, kendi tedbirinden daha hayırlı olduğunu bildiği zaman. Çünkü Rabbinin ona bakışı, kulun kendi kendine bakışından daha güzeldir. Bu şuura eren kul, olup biten üzerinde düşünmeyi ve henüz olmamış şeyleri temenni etmeyi bırakarak planlar yapmayı terkeder. İşlerin sonu Allah Teala’ya döner ve O her işinde hamd ve şükre layık olandır 3”.Nitekim başka bir rivayette “Musa ile ilgili şöyle bir hadise anlatılır ki İsrail oğulları ona Rabbine öyle bir şeyi sor ki, onu yaptığımızda Allah bizden razı olsun dediler. O da Rabbine şöyle dedi Allah’ım söylediklerini duydun. Bunun üzerine Allah Teala ona şöyle vahyetti Onlardan razı olabilmem için, onların Ben’den razı olmaları gerekir 4” “Kaderin vakti gelip gerçekleşince Allah’tan şikayetçi olmak dinin, tevhidin, tevekkül ve ihlasın ölümüdür. İnanan gönül bunun niye ve nasıl olduğuna bakmaz,sadece Gözüm, başım üstüne’ olana razı gösterir. Nefsi hep karşı gelir, kavgacının tekidir. Onu düzeltmek isteyen şerrinden emin oluncaya dek onunla kötülüğün ta kendisidir. Mücadele edilip huzura erince de mahza hayra dönüşür; yapılan bütün ibadetlerden kaçılan bütün günahlardan hoşnut olmaya başlar. İşte o zaman Ey huzura kavuşmuş nefis! Sen ondan o senden hoşnut olarak Rabbi’ne dön Fecr/28’ hitabına mazhar olur 5” “Ey cemaat! Ne artırma ve eksiltme, ne de ilerleme,gerileme isteyin. Çünkü kader hepinizi teker teker kuşatmıştır. Hepinizin bir defteri vardır ve o defterde kendine ait bütün tarihler yazılıdır. Hz Peygamber Rabbiniz yaratma, rızık verme ve ecel işlerini sonlandırdı. Kalem, olacak bütün işleri kayda geçirerek kurudu’ buyurmuştur. Allah bütün işlerini bitirmiş, hükmünü ezelden vermiştir. Fakat hüküm gelmiş ve emirler, yasaklar ve bağlayıcı iradeler onun üzerini örtmüştür. Bundan dolayı hiç kimsenin Bunlar önceden yazılmış idi, bu benim kaderim, ne yapabilirim?’ gibi bahaneler ileri sürerek hükme karşı gelme hakkı yoktur. Bunun yerine O yaptığından sorguya çekilmez, insanlar ise sorguya çekilecektir’ demelidir 6” Ve Rabbin dedi ki “Şu muhakkak ki gerek mallarınızda, gerek canlarınızda imtihana tâbi tutulacaksınız 7”. “Ey iman edenler!” O zaman iyi dinleyin ” Gerek mallarınız, gerek evlatlarınız sizi Allah’ı zikretmekten alıkoymasın! Bilin ki böyle yapanlar, en büyük kayba uğrarlar 8”. Çünkü “Celalim hakkı için sizi imtihana tâbi tutacağız, taki, sizden mücahit olanlar ile sabredici olanları bilelim ve sizin haberinizi de deneyeceğizdir 9” Ve Rabbin dedi ki “Ne yerde ve ne de kendi nefislerinizde musîbetten bir şey isabet etmez ki, illâ o, onu yaratmamızdan evvel bir kitapta yazılmıştır. Şüphe yok ki, bu, Allah’a göre pek kolaydır. Hadiselerin öyle tespit edilmiş olması şu hikmete mebnî haber veriliyor ki sizden gaip olan üzerine üzülmeyesiniz. Ve size verdiği ile de sevinip mağrur olmayasınız. Ve Allah, her bir böbürleneni, çok iftihar edeni sevmez 10”.“Allah’ın izni olmadıkça musibetten bir şey isabet etmez ve her kim Allah’a iman ederse kalbini hidayete erdirir ve Allah her şeyi hakkıyla bilendir. Ve Allah’a itaat ediniz ve Peygambere itaat ediniz eğer yüz çevirir iseniz artık bizim, Peygamberimizin üzerine düşen, şüphe yok ki, apaçık tebliğden ibarettir 11”Kader tevekkül ve özgür irade arasında nasıl bir ilişki vardır? Kaderin nasıl bir şey olduğunu merak ediyorsan ve basiret kalp gözünde kapalı değilse eğer, biraz sindirerek ve tefekkür ederek Yusuf Süresini okuyacak olursan eğer; anlatılan kıssalardan, olaylardan birşeyler çıkarırsın. Yusuf kardeşleri tarafından kuyuya atıldıktan sonra, köle olarak satıldıktan sonra, Züleyha’nın iftirasına maruz kalıp zindana atıldıktan ve uzunca bir süre orda kaldıktan sonra, Rabbine yani Allah’a karşı serzenişte bulunmamış sadece sabretmiş;Allah’ım bunu bana uygun gördüyse bana düşen güzelce sabretmektir. İşte sabrın mükafatı ve ilahi takdir Kölelikten, zindandan kurtulup Mısır’ın hükümranı şimdiki ismi ile Maliye bakanlığına yükselmiştir. Hz Ali’nin dediği gibiEğer sabredersen- takdir yerini alır- ecrini görürsün. Eğer feryat edersen -yine takdir yerini alır- günah işlemiş olursunSON SÖZ;Yüce Allah “Ve Allah’a tevekkülde bulun, vekil olmaya Allah yeter 12” ancak bunu yaparken de “Ey iman edenler, korunma tedbirinizi alınız 13” buyurmuştur. Tedbirini aldıktan sonra istediğin ve arzuladığın sonuç olmuyorsa eğer Yüce Allah’ın Musa olan hitabı aklına gelsin ki o daYüce Allah; Musa hitaben Senin istediğin olmadığında olana yönel. Eğer yalnızca murad ettiğini istersen, o hususta seni yorarım. Çünkü ancak Benim murad ettiğim olur. Nitekim Adamın biri Resulüllah bana nasihatta bulun deyince Allah Resulü Allah Tealanın senin için takdir etmiş olduğu bir şeyde O’nu töhmet altında bırakma bir kutsi hadis-i şeriflerinde Yüce Allah şöyle buyurmuştur Her kim belama sabretmez, kazama rıza göstermez ve nimetime şükretmezse, Ben’den başka Rab dileseydi namaz kılardık, iyilik yapardık, yasaklarını işlemezdik diyerekten “Ve dediler ki Eğer O Rahman dilemeseydi onlara ibadet etmezdik 14” ve başka bir ayet-i celile de Eğer Allah dilemiş olsa idi biz de şirke düşmezdik 15” diyerekten bilerek yada bilmeyerek küfre düşmeyin ve dinden uzaklaşmayın. Yani kendi hür ve özgür iradenizi Allah’ın takdirine RIZA GÖSTEREBİLMEK İÇİN VE ALLAH’IM SENDEN GELEN KAHIR’DA GÜZELDİR, LÜTUFTA GÜZELDİR. SENDEN GELEN HERŞEY BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE DİYEBİLMEK İÇİN SANIRIM BİRAZ İLİM BİRAZDA SABIR GEREKLİ. İLİM OLMADAN SABRA NASIL ULAŞIRSINIZ, SABIR OLMADAN İLİM ÖĞRENMEYE NASIL ULAŞIRSINIZ BİLMİYORUM AMA;GECE GÜNDÜZ TELEVİZYONUN KARŞISINDA,OLDUK OLMADIK PROGRAMLAR SAYESİNDE, YOLDA YÜYÜRKEN BİLE ÖNÜNE BAKACAĞINA FACEBOOKA BAKACAK OLURSANIZ,YATAĞINIZA YATTIĞINIZDA BİR AYET-EL KÜRSİ, BİR NAS FELAK SÜRESİNİ ÇOK GÖRÜP BUNLARI OKUMAK YERİNE KULAKLIĞI TAKIP KULAĞINA KENDİ KENDİNE YIRTILANLARL AVAZ AVAZ BAĞIRANLARI, YAPMADIKLARI VE YAPAMAYACAKLARI ŞEYLERİ SÖYLEYENLERİ DİNLEYECEK OLURSAN YADA OLURSAK; VELHASILBU KAFAYLA GİDECEK OLURSAK EĞER, NE SABRETMESİNİ VE NEDE İLİM ÖĞRENEMEYECEĞİMİZ GİBİ, KADERE RIZA GÖSTERME KONUSUNDADA HAYLİ HAYLİ GERİDE KALACAĞIZ Kİ; ÖNÜMÜZDEKİLERE YETİŞENE KADAR ÖLÜM BİZE YETİŞİRSE EĞER,O ZAMAN GÖRÜRSÜN KADERİN NE DEMEK OLDUĞUNUHALEN ISRARLA VE BİLE BİLE GÜNAH İŞLEMEYE DEVAM EDİPDE BU BENİM KADERİM DİYORSANIZ VE KADERİNİZİN ARKASINA SAKLANARAK KENDİNİZİ HAKLI ÇIKARMAYA UĞRAŞIYORSANIZ, HER NE KADAR ALLAH BENİM RAHMETİMDEN VE MAĞFİRETİMDEN ÜMİT KESMEYİN, TEVBE EDİN, PİŞMAN OLUN VE YÜZÜNÜZÜ BATIL OLUP YOK OLACAK OLAN ŞEYE, DÜNYA METAINA DÖNMEYİN, EMİR VE YASAKLARIMA ELİNİZDEN GELDİĞİ KADAR İTAAT EDİN AKSİNE İŞLEMİŞ OLDUĞUNUZ GÜNAHLARDA ISRAR EDECEK OLURSANIZ EĞER İYİ BİLİN Kİ;“Hem siz, hem de Allah’tan başka taptığınız tanrılar, hepiniz cehennem odunusunuz, siz hep beraber cehenneme gireceksiniz! Enbiya Süresi’98”.İsmail Ekinci1-Ebu Talib el-Mekki / Kalplerin Azığı / C3 / bkz90;2-Ebu Talib el-Mekki / Kalplerin Azığı / C3 / bkz81;3-Ebu Talib el-Mekki / Kalplerin Azığı / C3 / bkz131;4-Ebu Talib el-Mekki / Kalplerin Azığı / C3 / bkz136;5-Abdülkadir Geylani / el-Fethu’r-Rabbani / bkz13;6-Abdülkadir Geylani / el-Fethu’r-Rabbani;7-Al’i İmran Süresi’186;8-Münafikun Süresi’9;9-Muhammed Süresi’31;10-Hadid Süresi’22-23;11-Teğabun Süresi’11-12;12-Ahzab Süresi’3;13-Nisa Süresi’71;14-Zuhruf Süresi’20;15-En’am Süresi’148
kaza ve kaderle ilgili ayetler Etiketler kaza,ve,kaderle,ilgili,ayetler,hakkinda Dini forum kaza ve kaderle ilgili ayetler Kategori sureler-ayetler Bu Dini Sohbet Sayfasi 895 Kez ziyaret edilmiştir Yazar Dini Forum kaza ve kaderle ilgili ayetler Hakkında Detaylar kaza ve kaderle ilgili ayetler hakkinda tüm bilgiler ve Kuranı Kerim,de geçen Kaza Ve Kader konusu ile ilgili sure ve ayetlerin meali ve tefsiri, Kaza Ve Kader ayetleri nuzül sebebi, fazileti, Kaza Ve Kader Ayetleri sitemizden ülaşabilirsiniz Bu âyetlerden başka Allah'ın her şeyin yaratıcısı olduğunu, dilediğini sapıklığa sevkedip, dilediğini hidayete erdirdiğini, insanlar arasında ölümü O'nun takdir ettiğini bildiren âyetler de bk. ez-Zümer 39/62; es-Sâffât 37/96; el-Arâf 7/178; el-Vâkıa 56/60 vb. kapsam açısından kâinatta her şeyin belli bir kadere bağlı bulunduğu, bunun da Allah Teâlâ tarafından belirlendiği sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Kuranı Kerim'de geçen Kaza Ve Kader konusu ile ilgili sure ve ayetlerin meali ve tefsiri, Kaza Ve Kader ayetleri nuzül sebebi, fazileti, Kaza Ve Kader Ayetleri Âl-i İmrân / 145. Ayet وَمَا كَانَ لِنَفْسٍ اَنْ تَمُوتَ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِ كِتَابًا مُؤَجَّلًاۜ وَمَنْ يُرِدْ ثَوَابَ الدُّنْيَا نُؤْتِه۪ مِنْهَاۚ وَمَنْ يُرِدْ ثَوَابَ الْاٰخِرَةِ نُؤْتِه۪ مِنْهَاۜ وَسَنَجْزِي الشَّاكِر۪ينَ Önceden belirlenmiş bir yazgıya göre Allah izin vermedikçe hiç kimsenin ölmesi mümkün değildir. Kim yaptığı iş karşılığında bu dünyanın nimetlerini isterse, ona istediğini veririz; kim de âhiret mükâfatını isterse ona da istediğini veririz. Biz, şükredenleri mükâfatlandıracağız. Âl-i İmrân / 154. Ayet ثُمَّ اَنْزَلَ عَلَيْكُمْ مِنْ بَعْدِ الْغَمِّ اَمَنَةً نُعَاسًا يَغْشٰى طَٓائِفَةً مِنْكُمْۙ وَطَٓائِفَةٌ قَدْ اَهَمَّتْهُمْ اَنْفُسُهُمْ يَظُنُّونَ بِاللّٰهِ غَيْرَ الْحَقِّ ظَنَّ الْجَاهِلِيَّةِۜ يَقُولُونَ هَلْ لَنَا مِنَ الْاَمْرِ مِنْ شَيْءٍۜ قُلْ اِنَّ الْاَمْرَ كُلَّهُ لِلّٰهِۜ يُخْفُونَ ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ مَا لَا يُبْدُونَ لَكَۜ يَقُولُونَ لَوْ كَانَ لَنَا مِنَ الْاَمْرِ شَيْءٌ مَا قُتِلْنَا هٰهُنَاۜ قُلْ لَوْ كُنْتُمْ ف۪ي بُيُوتِكُمْ لَبَرَزَ الَّذ۪ينَ كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقَتْلُ اِلٰى مَضَاجِعِهِمْۚ وَلِيَبْتَلِيَ اللّٰهُ مَا ف۪ي صُدُورِكُمْ وَلِيُمَحِّصَ مَا ف۪ي قُلُوبِكُمْۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ Sonra Allah, bu kederin ardından size bir güven duygusu indirdi tatlı bir uyuklama hâli ki içinizden en samimi olanları bürüyordu. Bu arada bir kısmı da canlarının derdine düşmüş, Allah hakkında câhiliyeye ait gerçek dışı zanlar besliyor ve “Savaşa çıkma husûsunda bizim fikrimizi mi sordular?” diyorlardı. Sen de onlara “Bütün karar ve yetki tamâmen Allah’a âittir” de. Onlar, aslında sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyor ve kendi aralarında “Bizim fikrimiz sorulsa ve tercih hakkımız olsaydı, burada böyle öldürülmezdik” diyorlardı. Onlara de ki “Siz evlerinizde bile bulunsaydınız, haklarında ölüm takdir edilmiş olanlar, düşüp ölecekleri yerlere bir sebeple mutlaka çıkıp gideceklerdi.” Allah bunları, kalplerinizdeki samimiyeti denemek, gönüllerinizi şeytanın vesvesesinden temizlemek için yapmıştır. Allah sînelerde saklanan en gizli duyguları dahi bilir. Kazâ ve kadere iman, her şeyin Allah'ın takdirine bağlı bulunduğuna işaret eden âyetlerin yanı sıra ilâhî ilmin, olmuş ve olacak tüm varlık ve olayları kuşattığını belirten âyetlerde ısrarla vurgulanmıştır. Hz. Peygamber de bazı meşhur hadislerinde kadere imanı bir iman esası olarak açıklamıştır. Kader konusu ile ilgili bazı âyetlerin meâli şöyledir O'nun katında her şey bir ölçü miktar iledir." er-Rad 13/8 Her şeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mukadderatını tayin eden Allah, yüceler yücesidir." el-Furkan 25/2 De ki Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez..." et- Tevbe 9/51 Bu âyetlerden başka Allah'ın her şeyin yaratıcısı olduğunu, dilediğini sapıklığa sevkedip, dilediğini hidayete erdirdiğini, insanlar arasında ölümü O'nun takdir ettiğini bildiren âyetler de bk. ez-Zümer 39/62; es-Sâffât 37/96; el-Arâf 7/178; el-Vâkıa 56/60 vb. kapsam açısından kâinatta her şeyin belli bir kadere bağlı bulunduğu, bunun da Allah Teâlâ tarafından belirlendiği sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
xphayaletAdmınMesaj Sayısı 4490Kayıt tarihi 31/08/10Yaş 47Nerden ankaraKonu Kader ve Kaza ile İlgili Ayet ve Hadisler Salı Kas. 23, 2010 1142 pm Kader ve Kaza ile İlgili Ayet ve HadislerKader ve kazaya iman, her şeyin Allah'ın takdirine bağlı bulunduğuna işaret eden ayetlerin yanı sıra ilahî ilmin, olmuş ve olacak tüm varlık ve olayları kuşattığını belirten ayetlerde ısrarla vurgulanmıştır. Hz. Peygamber de bazı meşhur hadislerinde kadere imanı bir iman esası olarak açıklamıştır. Kader konusu ile ilgili bazı ayetlerin meali şöyledir "...O'nun katında her şey bir ölçü miktar iledir" er-Ra'd 13/. "...Her şeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mukadderatını tayin eden Allah, yüceler yücesidir" el-Furkan 25/2. "De ki Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez..." et-Tevbe 9/51. Bu ayetlerden başka Allah'ın her şeyin yaratıcısı olduğunu, dilediğini sapıklığa sevkedip, dilediğini hidayete erdirdiğini, insanlar arasında ölümü O'nun takdir ettiğini bildiren ayetler de bk. ez-Zümer 39/62; es-Saffat 37/96; el-A'raf 7/178; el-Vakıa 56/60 vb. kapsam açısından kainatta her şeyin belli bir kadere bağlı bulunduğu, bunun da Allah Teala tarafından belirlendiği sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Hz. Peygamber de Cibril hadisi diye bilinen hadiste açıklandığı gibi, kadere imanı iman esasları arasında saymıştır. Bu hadiste geçtiğine göre Cebrail Peygamberimiz'e - "İman nedir?" diye sormuş, o da - "Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır ve şerriyle kadere inanmandır" cevabını vermiştir bk. Müslim, "İman", l; Ebu Davud, "Sünnet", 15; İbn Mace, "Mukaddime", 9. Kaderin bir ilahî sır oluşunu ve insanlar tarafından gerçek anlamda çözülmesinin imkansızlığını göz önünde bulunduran Hz. Peygamber kader konusunu tartışan ashabını uyararak şöyle buyurmuştur "Siz bununla mı emrolundunuz? Veya ben bunun için mi peygamber olarak gönderildim? Şunu biliniz ki sizden önceki ümmetler bu tür tartışmalara başladıkları zaman helak olmuşlardır. Böyle tartışmalara girmemelisiniz" Tirmizî, "Kader", l.<iframe src=" width="336px" height="280px" frameborder="0" scrolling="no"></iframe>HAYAT BANA YALAN SÖYLEDİBEYHUDE GECEN ÖMRÜM........! ŞİMDİ KAYBETTİGİM ÇOCUKSU GÜLÜŞÜMÜ ARIYORUM BANA VERİLEN MATEM İÇİNDE.......!Bir sürü dostunun içinde elbet düşmanların olacak ama unutma ki, Onca düşmanın içinde belki seni dostun sen biliyorsan söylermisin?İnsan ne zaman unutuyor gideni?Ömründen bin ömür gidip, keşkeler." NEYSE " ye döndüğü zaman mi?
KaderKader, ezelden ebede kadar hayır ve şer iyi kötü meydana gelecek bütün hâdiseler hakkında Cenâb-ı Hakk'ın kendi ilmi icabı bilip takdir Cenâb-ı Hakk'ın ezelde takdir buyurduğu hâdiselerin, zamanı gelince ilim ve irâdesine uygun olarak meydana sözlükte "ölçü, miktar, bir şeyi belirli ölçüye göre yapmak ve belirlemek" anlamlarına gelir. Terim olarak “yüce Allah'ın, ezelden ebede kadar olacak bütün şeylerin zaman ve yerini, özellik ve niteliklerini, ezelî ilmiyle bilip sınırlaması ve takdir etmesi” demektir. Allah'ın ilim ve irade sıfatlarıyla ilgili bir kavram olan kader, evreni, evrendeki tüm varlık ve olayları belli bir nizam ve ölçüye göre düzenleyen ilâhî kanunu ifade "emir, hüküm, bitirme ve yaratma" anlamlarına gelen kazâ, Cenâb-ı Hakk'ın ezelde irade ettiği ve takdir buyurduğu şeylerin zamanı gelince, her birisini ezelî ilim, irade ve takdirine uygun biçimde meydana getirmesi ve yaratmasıdır. Kazâ Allah'ın tekvîn sıfatı ile ilgili bir ve Kadere İmanKader ve kazâya iman yüce Allah'ın ilim, irade, kudret ve tekvîn sıfatlarına inanmak demektir. Bir başka deyişle bu sıfatlara inanan kimse, kader ve kazâya da inanmış olur. Bu durumda kader ve kazâya inanmak demek, hayır ve şer, iyi ve kötü, acı ve tatlı, canlı ve cansız, faydalı ve faydasız her ne varsa hepsinin Allah'ın bilmesi, dilemesi, kudreti, takdiri ve yaratması ile olduğuna, Allah'tan başka yaratıcı bulunmadığına inanmak meydana gelmiş ve gelecek olan her şey, Allah'ın ilmi, dilemesi, takdiri ve yaratması ile olur. Her şeyin bir kaderi vardır. Bunun anlamı ise şudur Yüce Allah, insanları hür iradeleriyle seçecekleri şeylerin nerede ve ne şekilde seçileceğini ezelî yani zamanla sınırlı olmayan mutlak ilmiyle bilir ve bu bilgisine göre diler, yine Allah bu dilemesine göre takdir buyurup zamanı gelince kulun seçimi doğrultusunda yaratır. Bu durumda Allah'ın ilmi, kulun seçimine bağlı olup, Allah'ın ezelî mânada bir şeyi bilmesinin, kulun irade ve seçimi üzerinde zorlayıcı bir etkisi yoktur. Aslında insanlar, Allah'ın kendileri hakkında sahip olduğu bilgiden habersizdirler ve pratik hayatta bu bilginin etkisi altında kalmaksızın kendi iradeleriyle davranmaktadırlar. Bir başka ifadeyle söylersek biz, yüce Allah bildiği için belli işleri yapmıyoruz. Bizim bu işleri yapacağımız, O'nun tarafından ezelî ve mutlak anlamda bilinmektedir. Allah, kulu seçen ve seçtiklerinden sorumlu olan bir varlık olarak yaratmış, onu emir ve yasaklarla sorumlu ve yükümlü tutmuştur. Ayrıca Allah Teâlâ, kulun seçimine göre fiilin yaratılacağı noktasında bir ilâhî kanun da belirlemiş konusunda bilinmesi gereken bir başka husus da şudur Kader iç yüzünü ancak Allah'ın bilebileceği, mutlak ve kesin bir biçimde çözümlenmesi mümkün olmayan bir ilâhî sırdır. Zaman ve mekân kavramlarıyla yoğrulmuş bulunan insan aklı, zaman ve mekân boyutlarının söz konusu olmadığı bir ilâhî ilmi, irade ve kudreti kavrayabilme güç ve yeteneğinde değildir. Kader konusunu kesin biçimde çözmeye girişmek, insanın kapasitesini zorlaması ve imkânsıza tâlip olması ve kazâya inanmak iman esaslarındandır. Ancak insanlar kaderi bahane ederek, kendilerini sorumluluktan kurtaramazlar. Bir insan "Allah böyle yazmış, alın yazım buymuş, bu şekilde takdir etmiş, ben ne yapayım?" diyerek günah işleyemeyeceği gibi, günah işledikten sonra da kendisini suçsuz gösteremez, kaderi mazeret olarak ileri süremez. Çünkü bu fiiller, insanlar böyle tercih ettikleri için, bu seçime uygun olarak Allah tarafından yaratılmışlardır. Ayrıca sır olan kaderin iç yüzü Allah'tan başkası tarafından bilinemez. O halde kader ve kazâya güvenip çalışmayı bırakmak, olumlu sonucun sağlanması ya da olumsuz sonuçların önlenmesi için gerekli sebeplere sarılmamak ve tedbirleri almamak, İslâm'ın kader anlayışı ile bağdaşmaz. Allah her şeyi birtakım sebeplere bağlamıştır. İnsan bu sebepleri yerine getirirse Allah da o sebeplerin sonucunu yaratacaktır. Bu da bir ilâhî kanundur ve bir ve Kazâ ile İlgili Âyet ve HadislerKader ve kazâya iman, her şeyin Allah'ın takdirine bağlı bulunduğuna işaret eden âyetlerin yanı sıra ilâhî ilmin, olmuş ve olacak tüm varlık ve olayları kuşattığını belirten âyetlerde ısrarla vurgulanmıştır. Hz. Peygamber de bazı meşhur hadislerinde kadere imanı bir iman esası olarak açıklamıştır. Kader konusu ile ilgili bazı âyetlerin meâli şöyledir"...O'nun katında her şey bir ölçü miktar iledir" er-Rad 13/8."...Her şeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mukadderatını tayin eden Allah, yüceler yücesidir" el-Furkan 25/2."De ki Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez..." et-Tevbe 9/51.Bu âyetlerden başka Allah'ın her şeyin yaratıcısı olduğunu, dilediğini sapıklığa sevkedip, dilediğini hidayete erdirdiğini, insanlar arasında ölümü O'nun takdir ettiğini bildiren âyetler de bk. ez-Zümer 39/62; es-Sâffât 37/96; el-Arâf 7/178; el-Vâkıa 56/60 vb. kapsam açısından kâinatta her şeyin belli bir kadere bağlı bulunduğu, bunun da Allah Teâlâ tarafından belirlendiği sonucunu ortaya Peygamber de Cibrîl hadisi diye bilinen hadiste açıklandığı gibi, kadere imanı iman esasları arasında saymıştır. Bu hadiste geçtiğine göre Cebrâil Peygamberimiz’e– “İman nedir?” diye sormuş, o da– “Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, hayır ve şerriyle kadere inanmandır” cevabını vermiştir bk. Müslim, “Îmân”, 1; Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 15; İbn Mâce, “Mukaddime”, 9.Kaderin bir ilâhî sır oluşunu ve insanlar tarafından gerçek anlamda çözülmesinin imkânsızlığını göz önünde bulunduran Hz. Peygamber kader konusunu tartışan ashabını uyararak şöyle buyurmuştur "Siz bununla mı emrolundunuz? Veya ben bunun için mi peygamber olarak gönderildim? Şunu biliniz ki sizden önceki ümmetler bu tür tartışmalara başladıkları zaman helâk olmuşlardır. Böyle tartışmalara girmemelisiniz" Tirmizî, “Kader”, 1.Allahın değişmez kanunlarıSÜNNETULLAH Allah’ın KanunuAhzab 62 “Allah’ın kanununda asla değişiklik bulamazsın.”Allah Teâlâ varlık âlemi ile ilgili kanunlar belirlemiştir. Tüm mevcudat ezelden ebede bu kanunlar doğrultusunda hareket Allah’ın sünneti, kanunu varlık âleminin düzeni için koymuş olduğu Allahın değişmez kuralalrını 2 şekilde düşünmekteyiz. Bu kurallar bir taraftan tabiattatohumun dikilip sulandıktan sonra çimlenmesi gibi değişmez prensipler olarak yaşanırken diğer taraftan da insanın tarihî süreç içerisinde benimsediği yaşam göreviyle de ilgili olarak geçerli kaideler olarak tecelli eder. Kur’an’da her iki hususu da ifade eden ayetler sünnetullahın tecellisi ile ilgili ayetlerden bazılarıRahman 5 “Güneş ve ayın hareketleri bir hesaba göredir.”Fussilet 11-12 “Sonra duman halindeki göğe yöneldi, ona ve yerküreye; isteyerek veya istemeyerek gelin! dedi. İkisi de “isteyerek geldik” dediler.“Böylece onları iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe görevini vahyetti….”Kur’an insanın tarih serüveni içerisinde, peygamberlerin tevhid mücadelelerini anlatan kıssalarla dikkatlerini çekmektedir. Kur’an bu hususu şu şekilde haber vermektedirNahl 24“Onlara Rabbiniz ne indirdi? denildiği zaman, öncekilerin masalları’ derler.”Kur’an’da bahsedilen bazı olaylar, iman ve İslam’ın, küfür ve şirkin, fısk ve fücurun, insanları nasıl farklı yönlere götürdüğünün seyredildiği parlak bir ifadesini bulan sünnetullahtan bazı örnekler1. Akıl ve irade sahiplerine dayatma 3 “İnsana doğru yolu gösterdik, artık ister şükreder, ister nankörlük eder.” Önce sorumlulukları, konusunda 208-209 “Hiçbir kasaba halkını kendilerine öğüt veren uyarıcılar olmadan yok etmedik. Biz zalim değiliz.”3. Mühlet 61 “Eğer Allah insanları zulüm yapmalarından ötürü hemen cezalandırsaydı, yer yüzünde bir canlı bırakmazdı.”4. Bir millet kendini bozmadıkça Allah da onları 11 “Bir toplum kendini değiştirmedikçe Allah onlar hakkındaki hükmünü değiştirmez.”5. Azabın görülmesinden sonraki iman kişiye fayda 85“Fakat azabımızı gördükleri zaman imanları kendilerine bir fayda vermeyecektir.”6. Kişi kazdığı kuyuya kendisi 43“Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslıyor ve kötü tuzaklar kuruyorlardı. Halbuki kişi kazdığı kuyuya kendisi düşer.”7. Nankörlük helak 58“Nimet ve refaha karşı nankörlük eden nice kasabaları yok ettik.”8. Büyüklük taslamak helak 38 “Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı da helak ettik. Andolsun ki Musa onlara apaçık delillerle gelmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı.”Mümin 51”Şüphesiz Peygamberimize ve iman edenlere, hem dünya hayatında hem şahitlerin, şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.”Yoldan saparak azanların azap görmeleri, inanıp iyi işler yapanların ise dünya ve ahiret hayatında yardım görmeleri Yüce Allah tarafından belirli bir düzen içinde yaratılmıştır. Kâinatın işleyişi, Cenab-ı Allah'ın sonsuz kudretiyle belirlediği kanunlara göre cereyan etmektedir. Bu kurallara "Sünnetullah" denir. Bunlar Allah'ın dilemesi olmadıkça değişmeyen kurallardır. Kur'an'da şöyle buyurulmaktadır "Allah'ın önceden geçen toplumlar hakkındaki kanunu Sünnetullah budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın". Bu kanunların dışında kalan her şey belli bir ölçü ve düzen içinde yaratılmıştır. Ateş yakmakta, su ise ateşi söndürmekte, güneş kendi etrafında dönmekte ve kendine mahsus yörüngesinde akıp gitmekte,tohum ve çekirdek kabuğunu yarıp filizlenmekte,gündüz geceyi, gece de gündüzü takip etmekte, gökten yağmur olan kâinatın bizzat kendisinin belirleyici olma özelliği mevcut değildir. Kâinat içindeki bütün varlıklar, hayatiyetini hareketlerini, varlığını Allah'ın koymuş olduğu sabit ve belli kanun ve ölçülere göre sürdürmektedir. Bu kuralların sabit, değişmez ve sürekli olduğu Kur'an-ı Kerim'de belirtilmektedir. Kâinatın ahenkli bir şekilde belli bir düzen içinde yaratılması, ilâhî iradenin insanlara bir lütfudur. Kâinata düzensizlik hakim olmuş olsaydı, insanın çekeceği ıstırabın boyutları hesap bile edilemezdi.…. burada insanlara, özellikle müslümanlara temel bir görev düşmektedir. O da, sünnetullah olarak adlandırılan ve kâinatın işleyişine esas olan söz konusu ölçü ve kuralları bilimsel bir yöntemle tespit etmektir. Bu yönde sarf edilecek gayretlerin, Allah'ın işine müdahale veya O'na karşı bir başkaldırı olarak değerlendirilemeyeceği açıktır. Aksine, dinimize göre, insanlığın hayrına olan bu çalışmalar "salih amel" kavramı içinde yer alan ve yapana da mükâfat kazandıracak işlerdendir.…. Burada önemsenmesi gereken husus, sonsuz kudret sahibi Cenab-ı Allah'ın sırlarla dolu olarak yarattığı kâinatın düzenini keşfetme gayretleridir. Bu gayretler, hem hayatımızı daha rahatlatacak, hem de Allah'ın büyüklüğünü ve kudretini daha iyi kavramamıza katkıda bulunacaktır.….İslâm inancına göre, insanlara düşen ilk görev Allah'ı doğru bir şekilde tanımak, O'na iman ve kulluk etmektir. Biz O'nu Kur'an-ı Kerim'de yer alan sıfat ve güzel isimleri vasıtasıyla tanıyoruz. Kur'an-ı Kerim'e göre, Allah Teala'nın, diğer sıfatlarının yanı sıra kudret ve irade sıfatları vardır. Onun gücü her şeye yeter. Yoktan var eder, varı da yok eder. İsterse bir anda her şeyi yerle bir eder. Her şey O'nun kudreti dahilindedir. Allah dilediğini yapar. Bu konuda mutlak irade sahibi O'dur. O'nun iradesine karşı durabilecek hiçbir şey yoktur. Bütün iradeler O'nun iradesine boyun eğmeye mecburdur. Ol dediği olur, öl dediği ölür. O'nun işine kimse karışamaz. Kudretiyle her an her yerde hazırdır. O'nun her işinde sonsuz hikmetler vardır. Allah abes ve boş bir şey yaratmaktan, lüzumsuz ve manasız işler yapmaktan Teala dilerse tabiatta olup bitenlere her an müdahale edebilir. Tabiat kanunlarını, başka bir ifadeyle, tabii sebepleri bir anda değiştirebilir. Aşağıya doğru akan suya, yukarıya doğru akma özelliği verebilir. Güneşi batıdan doğurabilir. Hiç kuşkusuz bütün bunlar O'nun yetkisi ve kudreti sahibi olgun ve Salih kimseler KAZA VE KADER KONUSUNDA çok bilgili ve kavrayış sahibidirler .Bu kavrayış onları hata yapmaktan , insanı arzu ve egolara dayalı hareket etmekten ve doğru yolu şaşırmasından korumaktadır.
kaza ve kaderle ilgili ayetler