🦦 Peygamberimizin Güzel Ahlakı Ile Ilgili Olaylar

Muhammed birçok sayıda sıkıntı ve zorluk çekmiştir ama hiçbir şekil de güzel ahlakından ödün vermemiştir. Her zaman güzel ahlakı savunmuştur ve insanların güzel ahlaklı olmasını anlatmıştır. Peygamberimizin Güzel Ahlakı ile İlgili Hikayeler. Peygamberimizin güzel ahlaklı ile ilgili hikayeler bulunmaktadır Sizleriçin hazırladığımız Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'ın çocuklarla hatıralarını içeren videomuzu beğenmeniz dileğiyle. Tek parça 10 adet bir arada haz Diğerbir deyimle güzel evlat, güzel nesil, güzel ahlakla kazanılır. Güzel ahlaka sahip nesil ile hayatımız , çevremiz ve dünyamız güzelleşecek; etkisiyle Ahiret hayatı da güzelleşecek ve her iki dünyada da huzura erişilecektir. Huzurla dolu Mutluluğu yaşayan Sahiplenmiş güzel ahlakı Haktan bir kişilik Kazanılır ŞemailiŞerif Şerhi, İmam Tirmizi, Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir, 3 Cilt Takım Deri, peygamberimizin fiziki özellikleri ve ahlakı hilye-i ve mührü şerifi kitabı'' Şemail-i Şerif Şerhi'' tahlil yayınları, mehmet yaşar kandemir imam tirmizi tercümesini buradan ucuz fiyata satın al, Tahlil Yayınları, Hadis Sünnet Bundandolayı Hz. Peygamber, hem bu olayı hem de büyük ceddi Hz. İbrâhim’in oğlu İsmâil’i kastederek, “Ben iki kurbanlığın çocuğuyum” demiştir (Hâkim, II, 559; Muhammed b. Abdülbâkī ez-Zürkānî, I, 97 vd.; Aclûnî, I, 230-231). Abdullah on sekiz yaşlarında iken Âmine ile evlenmiştir. PEYGAMBERİMİZİN GÜZEL AHLAKI Peygamber Efendimiz, Allah’ın “ ancak o, Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur.” (Ahzab Suresi, 40) ayetiyle bildirdiği gibi insanlar için son peygamber olarak gönderilen, Allah’ın en son hak kitabını vahyettiği, güzel ahlakı, takvası, Allah’a olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı, Allah’ın dostu Tüm hayatımızı güzelleştirmek için yapılması gereken işlem görülmektedir, o da islam ahlakıdır. Allahın istediği dinimizin güzel ahlakını yaşamamızdır. Peygamberimizin yaşadığı güzel hayatı y aşayalım. Hayatımızın sonu güzel olarak sonuçlansın. Neticede, " Güzel Sonuç Güzel ahlak ile" elde edilir. M. Kemal P5pq. Peygamberimizin ahlakı ile ilgili örnekler Hz. Peygamber'in hayatından bazı örnekler ele alnarak Onun ahlakıyla ilgili bilgiler verilmiş ve günümüzde bu örneklerin bizim hayatımıza nasıl yansıması gerektiğine ilişkin yorumlar yapılmıştır. Hz. Peygamber her şeyden önce "Emin" vasfını taşıyan bir kişiydi. Kendisine güvenilen ve kendisinin de kendisinden emin olduğu insan idi İbn'd,l156 Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam'in ahlâkının en önemli özelliği, Allah vergisi oluşudur. O bütün güzel vasıfları, çalışıp, emek verip, bir çaba sonucu kazanmış değildir. Bazı güzel hasletler vardır ki, her insan onlara sahip olmak, onları kendi hayâtında yaşamak ister Sabır, kanaat, cömertlik, tevazu, fedakârlık, cesaret gibi... Çünkü bunlar ve benzeri güzel vasıflar, insana gerçekten "insan" olma özelliği kazandırır. "Güzel ahlâk" adı altında toplanan bu güzel vasıfları "örnek insan" olarak en mükemmel şekilde yaşayan insan, Peygamber Efendimizdir Onun ahlâkı o kadar yücedir ki, Cenab-ı Hak, ona hitap ederek şöyle buyurur "Hiç şüphesiz senin için bitmez tükenmez bir mükâfat vardır. Ve hiç şüphesiz sen pek büyük bir ahlâk üzerindesin." Kalem Sûresi, 3-4 Yine Kur'ân'da Peygamberimiz için "Allah'ın Resulünde sizin için güzel bir örnek vardır" Ahzâb Sûresi, 21 buyurularak, mü'minlerin, hayâtlarının bütün safhalarında onu örnek almaları tavsiye ve emredilir. Çünkü onun ahlâkı bizler için en güzel örnek, onun yaşayışı, halleri, sözleri ve hareketleri en mükemmel modeldir. Peygamberimiz de, "Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim" buyurur ve bu özelliğini, dünyadaki göreviyle bağlantılı olarak dikkat çekip bizlere anlatmaktadır. Onun ahlâkı, Allah'ın övdüğü ve Kur'ân'ın öğrettiği temiz ahlâktır. Yüce Allah, İslâmı insanlığın imdadına gönderip Kur'ân'ı indirirken, İlahî prensiplerin uygulamaya geçişini hayatıyla gösterecek bir insan olarak Peygamberimizi seçmiştir. Kur'ân'da anlatılan güzelliklerin tamamını Peygamberimizin şahsında görmek mümkündür. Sahabîlerin, Peygamberimizin ahlâkı hakkında bilgi almak istemeleri üzerine, Efendimizin hanımı Hz. Âişe şu cevabı vermişti "Siz Kur'ân'ı okumuyor musunuz? Onun ahlâkı Kur'ân'dı." Onun ahlâkı Allah tarafından ihsan edilmiş, ikram edilmiştir. Yüce Allah onu insanların örnek alacağı kusursuz, eksiksiz ve seçkin bir şekilde yaratmıştır. O dünyaya gözünü açıp kapayıncaya kadar hep aynı huy ve ahlâk üzerinde yaşamıştır. Ondaki güzel vasıflar yaratılışında mevcuttu. Onu eğiten, edep ve ahlâkın en üstün özellikleriyle süsleyen Yüce Rabbidir. İşte bundan dolayı, onu kendisine örnek kabul eden insan, onu ne kadar taklit edebilirse, o kadar istifadesi fazla olur, o nurdan aldığı feyiz, o nisbette çoğalır. Peygamberimizin ahlâkının en belirgin özelliklerinden birisi de, insan yaratılışında var olan birbirine zıt ve ters huyları en mükemmel şekilde bağdaştırıp, bütün duyguların ideal noktasını bulmasıdır. Hiçbir şekilde aşırılığa kaçmadan, orta yola, doğruya ulaşmasıdır. Peygamberimiz, herkesin arzu edip de bir türlü ulaşamadığı en üstün değerleri ve olgunluğu mükemmel bir şekilde hayâtı boyunca ümmetine göstermiş, bütün insanlığın gözleri önüne sermiştir. Bazı anlar olmuş, en cesur bir fedai olarak, düşmanın kat kat üstünlüğüne hiç aldırmadan, binlerce düşmana tek başına meydan okumuştur. Ama bu halinde bile yumuşak kalpliliğini, merhametini geri bırakmamıştır. Örneğin bir savaş sonrası, öldürülmüş olarak gördüğü düşman çocuklarına o kadar acımıştı ki, düşman da olsa çocukların öldürülmemesi gerektiğini, çünkü onların suçsuz ve Cennetlik olduklarını haber vermişti. O, bütün insanlığın kurtuluşu ve İslâmın dünyaya yayılması gibi yüce bir gaye için zihnini yorarken; bu arada binleri bulan ve Arabistan'ın her tarafına dal budak salan ümmetinin halini ve işlerini düşünürken; çevresinde bulunan yoksul vede fakir Müslümanları hiçbir zaman unutmamış; kendi çoluk çocuğunu, onların eğitim ve ihtiyaçlarını da ihmal etmemiştir. Birincisini büyük görürken, öbürünü küçümsememiştir. Bu kadar ağır ve sorumluluk isteyen bir görev üzerinde bulunduğu halde, o yine kendisini Rabbine vermiş, günün büyük bir kısmını ibadet ve zikirle geçirmiştir. Kalbi her an Allah'a bağlıdır. Bu haliyle dünya ile ilişkisini kesmiş gibi görünse de, yine o dünyanın içindedir. Bütün işlerinde Allah'ın rızasını gözetmiştir. Peygamber Efendimiz , dâva arkadaşlarını gözü gibi korumuş, onlara ana-babalarından görmedikleri şefkat ve yakınlığı göstermiş, kendi şahsına yapılan kötülüğü affetmiş, intikam almayı düşünmemiştir. Kendisini öldürmek için tuzak kuranları yakaladığında serbest bırakmış, ama Allah düşmanlarını asla bağışlamamış, onların yakasını bırakmamıştır. İçi bozuk, dıştan Müslüman gibi görünen münafıkların kalbine devamlı Cehennem korkusunu vermiş, âhiretteki acı hallerini hatırlatmıştır. İslâm toprakları, güneyde Yemen'e kuzeyde İran ve Suriye sınırına dayandığı sırada Peygamberimiz, Arapların sultanı, Arabistan'ın hakimi idi. Savaş sonrası düşmanın bırakıp gittiği mallar ve ganimetler mescidin içini doldururken, en kıymetli mallar Müslümanların eline geçtiği halde, yine o kuru bir hasır üzerinde yatacak kadar engin ruhlu; içi ot dolu bir yastığa yaslanacak kadar mütevazı; her türlü imkân mevcutken, açlık sıkıntısı çekecek kadar kanaatkar ve tok gönüllü idi. Hz. Ömer'in "Bizans kralı ve İran şahı dünya nimetleri içinde yüzerken, Resulullah kuru hasır üstünde yaşıyor" diyerek ağlaması üzerine, Sahabîsinin gönlünü hoş tutan yüce Peygamberimiz "Yâ Ömer, varsın, Kisra ve Kayser dünya nimetlerinden zevklerini alsınlar, keyif sürsünler. Âhiret nimeti bize yeter" diyerek tevekkül ve rızasını dile getiriyordu. Peygamberimizin ahlâkı bir meleke halindeydi, öz olarak mevcuttu. Güneş nasıl ışık saçar, çiçekler nasıl rengi ve kokusuyla ortalığı Cennete çevirip burcu burcu kokular saçarsa; ağaçlar nasıl türlü türlü meyveler verir, yaratılışlarında var olanları ortaya çıkarırsa; Resul-i Ekrem Efendimizin ahlâkî hayâtı da o şekilde normal bir seyir içinde cereyan ediyordu. Öyle ki, her gören, Peygamberimizin o faziletle birlikte yaratıldığı kanaatine varırdı. Hiç kimse ondan o fazilete aykırı bir şeyin görüleceğine inanmazdı. O her zaman muhtaçlara yardım eder; zayıfları korur; tatlı sözlü, güler yüzlü bulunur; izzet ve vakarını muhafaza eder; tevazu ve hoşgörüsünü hiç kimseden esirgemezdi. Güneş nasıl ki, Allah'a inananın da, inanmayanın da üzerine doğarsa, Peygamberimizin dünyayı kaplayan şefkati de küçük-büyük, gençihtiyar, müslim-gayr-i müslim herkese aynı şekilde yayılırdı. İçinde yaşadığı cemiyete faydalı bir insan olmanın temel şartı, güzel ahlâka sahip olmaktır. İslâm alimleri, güzel ahlâkı, "Güler yüzlü, kalp kırmaz, kimseyle münâkaşa etmez, Müslümanlara kötü zanda bulunmaz, cömert, din hizmetinde bulunur" diye tarif ettiler. Güzel ahlâka sahip kişi, kendisiyle hoş geçinilen ve başkalarıyla hoş geçinen insandır. Güzel ahlâka "Ahlâk-ı Hamîde", "Ahlâk-ı Muhammediye", "Ahlâk-ı Cemîle" ve "Mekârim-i Ahlâk"diye isimler verilmiş. Cenâb-ı Hak güzel ahlâkı ahiret saadetine lâyık kimselere ihsan eder. Resûl-ü Zişan Efendimiz, güzel ahlâkın sonsuz hazinesi ve ahlâk-ı ilâhînin muazzam nümûnesidir. Şânında "HABİBİM, SEN EN GÜZEL AHLÂK ÜZERE YARATILDIN S. Kalem 4 buyuruldu. "Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim" buyuruldu. Mustafa güzel ahlakla ilgili ihyaül-middiin'den derlenmiş kırktan fazla hadisi şerif 1-Muhakkak kişi güzel ahlâkı sâyesinde gündüz oruç tutan gece ibâdet eden derecesine yükselir. 2- Muhakkak kişi güzel ahlâkı sâyesinde gündüz oruç tutan gece ibâdet edenlerin derecesine ulaşır. İhya 3- İnsanların cennete girmelerine en çok yardımcı olan takvâ Allah korkusu ve güzel ahlaktır. İhyâ C. 2 S. 391 4- Ben, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim. İhyâ C. 2 S. 392 5- Mizana konulacak en ağır amel güzel huydur. İhyâ C. 2 S. 392 6-Meclisime en yakın olanınız, ahlakı en güzel olan ve etrafındakilerle hoş geçinendir. Onlar herkesi sever, herkes de onları sever. İhyâ C. 2 S. 393 7- Mü’min sever ve sevilir, sevip sevmeyen hoş geçinmeyen ve kendisiyle geçinilmeyen insanda hayır yoktur. İhyâ C. 2 S. 394 8-Allahü Teâlâ hayır murat ettiği kimseye iyi bir dost verir ki unuttuğu zaman hatırlatır, hatırlarsa yardım eder.İhya S. 394 9- Mizana ilk konacak amel güzel ahlak ve cömert-liktir. İhya C. 3 S. 116 10- Malınızla insanlara yardıma malınız yetmez; onla-rı güzel huyla hoşnut etmeye gayret edin. İhya C. 3 S. 115 11- Sirke balı bozduğu gibi kötü huy ameli bozar. İhya C. 3 S. 117 12- Allah’ım senden sıhhat, âfiyet ve güzel ahlâk iste-rim. İhya C. 3 S. 118 13- Güneş donmuş suyu erittiği gibi, güzel ahlâk da günâhları eritir. İhya C. 3 S. 119 14 Tedbir gibi akıl, güzel huy gibi asâlet olmaz. İhya C. 3 S. 120 15-Bir şey yapmak istediğinde sonunu düşün, şeriata uygunsa yap, değilse vazgeç. İhya C. 3 S. 416 16 Biri sende bulunan bir kusurla seni ayıpladığında, onda bulunanla da sen onu ayıplama! İhya C. 3 S. 402 17- Dünyada zulme uğrayanlar kıyâmette mutlaka felâha kavuşacaklar. İhya C. 3 S. 409 18- Allah için kardeşlik eden kimseye Allahü Teâlâ cennette hiç bir amelle ulaşamayacağı yüksek dereceye yükseltir. İhya S. 393 19-Allah için sevişen iki kişinin Allah indinde en sevimlisi kardeşini daha çok sevendir. İhya S. 395 20- İmanın en sağlam kulpu, Allah için sevmek, Allah için buğzetmektir. İhya S. 398 21- Ruhlar bölüklere ayrılan askerler gibidir; havada karşılaşır ve koklaşarak anlaşırlar. İhya S. 404 22- İki mü’minin ruhu bir günlük yolda buluşur. Hal-buki bu âna kadar sâhiplerini görmemişlerdir. İhya S. 405 23- Allah’ım! Dünyanın mihnet ve meşakkatinden ve âhiret azâbından beni koru! İhya S. 409 24- Kişi dostunun dini ahlâkı üzeredir. Dostluk ede-ceğin kimseye dikkat et. İhya S. 423 25- Dikkat et! Allahü Teâlâ’nın yer yüzünde kapları var, onlar kalplerdir. Bu kapların Allah indinde en se-vimlisi günâhlardan temizlenmiş, dinde salâbetli, ve kardeşlerine karşı yumuşak olanıdır. İhya S. 437 26- Gördüğü iyilikleri gizleyip, kötülükleri teşhir eden kötü komşudan Allah’a sığının. İhya S. 440 27- Kötü söz ve edebiyat yapmak, nifaktan bir şûbe-dir. İhya S. 440 28- Sû-i zandan son derece sakının; Zira sû-i zan söz-lerin en yalanıdır. İhya S. 441 29- Kusur araştırmayın, sözünüzle kusur aramayın, ayrılmayın, birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kul-ları kardeş olun! İhya S. 442 30- Din kardeşinin ayıplarını örten kimsenin Allahü Teâlâ dünya ve âhirette kusurlarını örter. İhya S. 443 31-Kardeşinle mücâdele etme! Onunla alay yapma! Ona verdiğin sözden dönme! İhya S. 448 32-Allahü Teâlâ’nın en çok buğzettiği, mücâdelede direnen kimsedir. İhya S. 107 33- Biriniz kardeşini sevdiğinde, sevgisini ona duyur-sun. İhya S. 449 34- Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Onu terk ve ihmal etmez. İhya S. 450 35- Ey Ebû Hüreyre! Komşunla güzel komşuluk et ki, Müslüman olasın; arkadaşınla iyi arkadaşlık yap ki, mü’min olasın. İhya S. 451 36- Mü’min Mü’minin aynasıdır. İhya S. 452 37- Âlimin yanılmasından sakının ve yanıldığında onunla münâsebeti kesmeyip düzelmesini bekleyin! İhya S. 455 38- Allahü Teâlâ’nın en kötü kulları, kovuculuk yapıp dost ve ahbapları birbirinden ayırandır. İhya S. 457 39- Sevdiğin kimseyi ölçülü sev, bir gün buğuz ettiğin biri olabilir, Buğuz ettiğin kimseye karşı da ihtiyatlı dav-ran; bir gün sevdiğin biri olabilir. İhya S. 461 40-Bir kimse kardeşinin gıyâbında duâ ettiğinde bir melek “Allah sana da aynısını versin” der. İhya S. 461

peygamberimizin güzel ahlakı ile ilgili olaylar